44"Hani Allah, onlarla karşılaştığınız (onlara mülâkıî olduğunuz da) onları gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Çünkü Allah kararlaştırılmış olan bir işi yerine getirecekti. Zâten bütün işler Allah'a döndürülür." A- Hani Allah, onlarla karşılaştığınız (onlara mülâkıî olduğunuz)da onları gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu." Bu hitap, bütün mücahid mü'minler içindir. Allahü teâlâ, onları Müslümanların gözünde az göstermişti. Nitekim İbn-i Mes’ûd (radıyallahü anh) yanındaki arkadaşına soruyordu: "- Sen de onları yetmiş kişi kadar mı görüyorsun?" Arkadaşı da: "- Ben onları yüz kişi kadar görüyorum!" demişti. Bu, mü'minlere sebat, vermek ve Resûlüllahın (sallallahü aleyhi ve sellem) rüyasını doğrulamak içindi. Allah (celle celâlühü), sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Nitekim Ebû Cehil şöyle diyordu: "- Muhammed'in adamları bir deveyi yiyenler kadar!" Allahü teâlâ, savaş başlamadan önce Müslümanları müşriklerin gözünde az göstermişti ki, müşrikler, Müslümanlara karşı cür'et bulsunlar ve onlara karşı daha fazla bir hazırlık yapmasınlar. Savaş başladıktan sonra ise Allahü teâlâ, Müslümanları onların gözünde çok gösterdi. Hatta onlar, Müslümanları kendilerinin iki katı kadar gördüler; bu sebeble korku ve dehşete kapıldılar. Bu da, Bedir savaşının büyük mucizelerindendir. Gözler, bazen çoğu az, azı çok görse de bu şekilde ve bu derecede yanılmaz. Tarafların şartları eşit olduğu halde de Allahü teâlâ, gözleri bazı şeyleri görmekten engeller. B- "Çünkü Allah, kararlaştırılmış olan bir işi yerme getirecekti. Zâten bütün işler Allah'a döndürülür." Bu cümle, daha önce de geçmişti. Burada tekrar edilmiştir. Çünkü, gerekçesi olduğu fiil, öncekinden farklıdır; ilkinde yerine getirilen şeyden murat, düşmanla karşılaşmak idi; bu ikincisinde ise, İslâm ile Müslümanları azîz (üstün ve galib), küfür ile kâfirleri de zeki (mağlûb ve perişan) kılmaktır. Bütün işler Allahü teâlâ'nın iradesine uygun olarak O'na döndürülür; O'nun emrini geri çevirecek hiçbir güç yoktur ve O'nun hükmünü geciktirecek bir kuvvet de mevcut değildir. Hikmet ve iyiliği sınırsız olan da yegâne O'dur. |
﴾ 44 ﴿