79"Mü'minlerden isteyerek sadaka verenleri ve güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanları ayıplayanlar ve onlarla alay edenler var ya Allah, işte onlarla alay eder (alaylarının cezasını verir) ve can yakıcı azab onlar içindir." Rivâyet olunuyor ki, Resûlüllah insanları sadaka vermeye teşvik buyurdu. Abdurrahman b. Avf (radıyallahü anh), kırk okka, bir diğer rivâyete göre ise, dört bin dirhem altın getirdi ve: "- Benim sekiz bin dirhemim var; dört binini Rabbime ödünç verdim; dört binini de ailem için tuttum." dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da ona duâ etti: "- Senin verdiklerine de, tuttuklarına da Allah bereket versin!" Allahü teâlâ da, onun malına o kadar bereket verdi ki, vefat ettiğinde mirasından kendisine, sekizde birin dörtte bir hissesi düşen dördüncü hanımı Tümazır'a (radıyallahü anha) sulh yoluyla seksen bin dirhem verildi. Sahabîlerden Asım b. Adiyy (radıyallahü anh) yüz vask26, Ebû Akil en-Ensarî (radıyallahü anh) de, bir sa' kuru hurma getirdi ve: "- Dün gece iki sa' hurma karşılığında kuyudan su çektim; bunun bir sa'ını aileme bıraktım; bir sa'ını da getirdim." dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da, onu sadaka mallarının üzerine dökmesini emir buyurdu. Nisa sûresinin 12. âyetinde belirtildiği üzere ölen bir erkeğin çocukları ile karısı içtima ettiğinde, eşin mirastaki payı 1/8 dır. Adurrahman b. Avf'ın (radıyallahü anh) dört karısı olduğuna göre, her birinin mirastaki payı 1/8 in 1/4 üdür. Başka bir deyişle 32 payın 4 payıdır. Adı geçene sulhan seksen bin dirhem verildiğine göre payına asıl düşenin daha fazla olduğuı anlaşılıyor. Vask, bir deve yüküdür. Tartı olarak altmış sa'dır. İşte bunları gören münafıklar, onları ayıpladılar ve dediler ki: Abdurrahman ile Asım, ancak riya için bu mallarını verdiler. Allah ile Resulünün, Ebû Akîl'in sa'ma ihtiyaçları yoktur. O, sadakalardan faydalandırılması için bu şekilde kendini hatırlatmak istedi." İşte bu âyet böyle nazil oldu. Allah'ın (celle celâlühü) onlarla istihza veya alay etmesi, onların alaylarının cezasını vermesi demektir. Bu ifâdenin kullanılması onların fiili ile Allah (celle celâlühü) ın fiili arasında şeklî bir benzerlik kurulması içindir. |
﴾ 79 ﴿