8

A- "Yine andolsun ki Biz, eğer onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek mutlaka,

"- Onun gelmesini engelleyen nedir?" diyeceklerdir."

Bu azabdan murat, ba's-ı ba'de'l-mevte terettüb eden azabdir. Yahut,

"Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım, " âyetinde va'dedilen azaptır.

Diğer bir görüşe göre ise, Bedir savaşında tattıkları azaptır.

İbn Abbâs'tan (radıyallahü anh) rivâyet olunduğuna göre ise, bu azab, Cebrâîl’in (aleyhisselâm) istihza edenleri öldürmesidir.

Zahir olan görüşe göre bu azabdan murat, bazılarını değil bütün kâfirleri kapsayan bir azabdir. Buna göre bu azab, va'dedilen ve mücrimlerin acele gelmesini istedikleri azab değildir.

Onların,

"- O azabın gelmesini engelleyen nedir?" sözlerinden anlaşılan mânâ şudur:

Sanki Allah (celle celâlühü), o azabın gelmesini istiyormuş da, bir engel, onun gelmesine mâni oluyormuş.

Onların bu azabi acele olarak istemeleri, istihza anlamındadır. Nitekim âyetteki "istihza ettikleri..." ifadesi de, bunu anlatır.

Onlarin bu sözlerden maksatları, azabın gelişini inkârdır.

B- "Haberiniz olsun onlara azab geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir."

Eğer bu azabdan âhiret azabı maksud ise, o azap geldi mi, bîr daha hiçbir kuvvet ebediyen onu kaldıramaz, demektir.

Eğer dünyevî azab maksud ise, o azabı hiç kimse sizden, kaldıramaz; o mutlaka başınıza gelecektir, demektir.

C- "Ve alay etmekte oldukları azab, onları çepeçevre kuş atacaktır."

Istıhzaen acele gelmesini istedikleri azab, onları kuş atacaktır.

Bu ifade tarzı, o azabın pek korkunç olduğunu ve azabın nüzulü ile kendilerini kuşatmasının sebebinin de kendi istihzaları olduğunu bildirir.

8 ﴿