42

"Yûsuf, ikisinden, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki:

Efendinin yanında beni an! Fakat şeytan, efendisine anmayı ona unutturdu da, Yûsuf bu yüzden birkaç yıl daha zindanda kaldı."

A- "Yûsuf, ikisinden, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki:

Efendinin yanında beni an!"

Hazret-i Yûsuf’un şarapçı olan zindan arkadaşının kurtulmak vasfıyla zikrecülmesi, hükümdarın yanında kendisini anmasını tavsiye etmenin ön şartını belirtmek içindir. Mezkûr yorumdan anlaşılan yakınlık unvanı kullanılmamış, çünkü bu unvan her ne kadar vasiyetini yerine getirmek için daha etkili ise de, fakat helâk vasfıyla anılan arkadaşı ile kendisi arasında yegâne ayırt edici vasıf değildir.

Âyetteki zannetme, kesin bilmek anlamındadır. Nitekim "Şüphesiz hesabımla karşılaşacağımı zannettim" (Hakka 20) âyetinde de bu anlamdadır. Şu halde Hazret-i Yûsuf, bu yorumu vahiyle yapmıştı. Nitekim bu "Yorumunu sorduğunuz iş böylece kesinleşmiştir" (Yûsuf 12/41) kelâmından da anlaşılmaktadır.

Diğer bir görüşe göre ise, burada zannetmek, gerçek anlamındadır; yorum ise içtihatla yapılmıştır ve bu işin kesinleştiğine hükmetmek de, içtihada binaendir.

B- "Fakat şeytan, efendisine anmayı ona unutturdu da, Yûsuf bu yüzden birkaç yıl daha zindanda kaldı."

Hazret-i Yûsuf, kurtulacak zindan arkadaşına, efendisinin yanında kendisini, kendisinde gördüğü vasıfla anmasını istemişti; fakat şeytan, onun kalbine vesvese vermekle ve hatırlamasını engelleyen şeyleri aklına getirmekle anmayı ona unutturdu. Yoksa hakikatte unutturmak, Allah'a (celle celâlühü) aittir.

Görüşlerin birçoğuna göre Hazret-i Yûsuf, yedi sene daha zindanda kalmıştır.

Hazret-i Peygamberden (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyet olunduğuna göre şöyle demiştir: "Allah, kardeşini Yûsuf'a rahmet eylesin! Eğer o, "beni efendinin yanında an" demeseydi, beş seneden sonra yedi sene daha zindanda kalmazdı."

Kullardan yardim istemek için ruhsat varsa da, peygamberlerin makamına layık olan, azimeti (asıl hükmü) uygulamaktır.

42 ﴿