46

"Yûsuf'un yanına varıp ona:

- Ey Yûsuf! Ey çok doğru sözlü kişi! Rüyada görülen yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri de kuru olan başakar hakkında bize yorum yap! Umarım k, halka döner, söylerim de, belki onlar da doğruyu öğrenirler, dedi."

A- "- Ey Yûsuf! Ey çok doğru sözlü kişi! Rüyada görülen yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri de kuru olan başakar hakkında bize yorum yap!"

Onu Yûsuf’un yanına gönderdiklerinde, Hazret-i Yûsuf’u överek söze başlaması, onu gördüğü, bizzat deneyip yaşadığı gibi çok doğru sözlü olarak vasıflandırması, bu rüyanın hükmünü ve sonuçlarını ondan doğru şekilde almak ve onun bilgisinden, nurundan tam olarak yararlanmak içindir.

B- "- Umarım ki, halka döner söylerim de, belki onlar da doğruyu öğrenirler."

Hükümdarla yanındakilere, yahut zindanın şehir dışında olduğunu farzeden bir görüşe göre, insanlara, şeftir halkna döndüğümde bunu onlara anlatırım, onlar da belki böylece doğruyu öğrenirler ve gereğini yaparlar. Belki de senin, faziletini, yüksek mertebeni ve içinde bulunduğun sıkın tık hak anlarlar; böylece sen de zindandan kurtulursun.

Anılan zatın kesin konuşmayıp "umarım, belki" ifadelerini kullanması, edepli konuşmak ve kafadan atmaktan sakınmak içindir. Zira onların esk hallerinden dönüş yapacakarı konusunda kesin bilgi sahibi değildi; onun aksi de olabilir di. Yahut sonuçlar umulduğu gibi çıkmayabilirdi. Keza, bunu anlayacakarından da emin değildi; belki hiç de anlamayacakardı.

46 ﴿