17"Onu yudum, yudum içmeye çalışacaksa da, boğazından geçiremeyecek ve her yandan kendisine ölüm saldıracak, Halbuki o ölecek değildir. Bunun ardından da daha ağır bir azap vardır." Şiddetk susuzluktan ve hararetten dolayı onu yudum yudum, içmeye çalışacaksa da, boğazından geçiremeyecek; boğazına takılacak ve nice uğraşmalardan sonra zar zor yutabilecek. Böylece hem hararet ve susuzlukla, hem de bu şekilde yutmakla azabı uzadıkça uzayacak. Ve her yandan, yahut cesedinin her yanından, hatta saçlarının dibinden ve ayaklarının baş parmağından bile kendisine ölüm sebepleri saldıracak, oy said o, bütün bu zahirî sebeplerin aksine ölmeyecek; hatta kendisini tamamen kaplayan bu çeşitli azaplardan elem de duymayacak. Ve onun önünde de daha ağır bir azap olacak. Öyle ki, her vaktin azabı, bir öncekinden daha ağır olacaktır. Böylece bu ifade, dünya azabında âdet olduğu üzere zamanla hafifleme olacak vehmini de tamamen bertaraf etmektedir. Diğer bir görüşe göre ise, bu ağır azap, ebedî olarak cehennemde kalmaktir. Bir diğer görüşe göre ise, ruhların hapsedilmesıdir. Bir başka görüşe göre ise, daha önce zikredilen fetih istemekten ve hüsrana uğramaktan murat, Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) duasıyla Allah'ın (celle celâlühü) Mekke halkına verdiği kıtlık yıllarıdır ve onların mahrum bırakılmalarıdır. Ve Allah (celle celâlühü) onun yerine kendilerine cehennem ehlinin irinlerini vaat etmiştir. |
﴾ 17 ﴿