3

"Onlara Rablerinden ne zaman yeni bir öğüt gelse, kendileri onu hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir. O zâlimler şöyle fısildaştılar: Bu Muhammed, sizin gibi bir beşerden başka bir şey değildir. Siz şimdi kendiniz de görüp dururken yine de o sihre mı kapılacaksınız?"

A- "Onlara Rablerinden ne zaman yeni bir öğüt gelse, kendileri onu hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir."

Yani Rablerinden ne zaman, bunu kendilerine en mükemmel şekilde hatırlatan ve onları gaflet uykusundan tamamıyla uyandıran Kur’ân'ın öğütlerinden yeni nazil olan âyetler onlara gelse, aşın gafletlerinden ve işlerin akıbetini düşünmekten tamamıyla yüz çevirmelerinden dolayı, onu hep alaya alarak, kalpleri oyuna, eğlenceye dalarak dinlemişlerdir.

B- "O zâlimler şöyle fısıldaştılar: Bu Muhammed, sizin gibi bir beşerden başka bir şey değildir."

Bundan önce onların mutat cinayetleri hikâye edildikten sonra burada da onların hususi cinayetleri beyan edilmektedir.

C- "Siz şimdi kendiniz de görüp dururken yine de o sihre mi kapılacaksınız?"

"Yani bu Muhammed de, ancak sizin cinsinizden sizin gibi bir beşerdir ve onun getirdiği de sihirdir. Siz bunu bildiğiniz halde, bunun sihir olduğunu gördüğünüz halde yine izân ve kabul için onun huzuruna mı gideceksiniz?"

Onların bunu söylemeleri, kendi bâtıl inançlarına yerleşmiş olan şu düşünceye binaendir ki, peygamberler ancak melek olur ve insanların eliyle gerçekleşen bütün harikulade işler sihir kabilindendir. Onlar şu hakikatten gafil kalmışlardır ki, bir insanın bütün insanlara peygamber olarak gönderilmesi, teşriî hikmetin, gereğidir. Allah (celle celâlühü) onları kahreylesin, nasıl da haktan dön duruluyorlar!

O müşriklerin bunu fisildaşmaları şunun içindi: Onlar, eski inancı sağlamlaştırmak, ser ile fesat tohumlarını ekmek, hile ve tuzak hazırlıklarını yapmak yoluyla peygamberlik müessesesini yıkmak ve Allah'ın (celle celâlühü) nurunu söndürmek gayreti içinde bulunuyorlardı. Halbuki kafirlerin hoşuna gitmese de, Allah (celle celâlühü) nurunu mutlaka tamamlayacaktır.

3 ﴿