11"İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'a yalnız bir yönden ibâdet eder. Şöyle ki: Kendisine bir hayır isabet ederse, onunla mutmain olur; fakat ona bir musibet isabet ederse, dinden yüz çevirir. O, dünyasını da, ahretini kaybetmiştir. İşte bu, apaçik hüsranın tâ kendisidir." A- "İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'a yalnız bir yönden ibâdet eder. Şöyle ki: Kendisine bir hayır isabet ederse, onunla mutmain olur; fakat ona bir musibet isabet ederse, dinden yüz çevirir." Bundan önce, küfrünü net ve açık olarak ortaya koyanların hali beyan edildikten sonra burada da kararsız olanların halini beyan edilmektedir. Yani insanların bir kısmı da, Allah'a yalnız dinin bir yönüyle ibâdet eder; dinde sebat sahibi değildir. Tıpkı savaşan ordunun bir tarafına çekilip bekleyen ve zafer hissedince yerinde duran, zafer görmeyince de firar eden savaşçı gibi, bu kimse de, sağlık ve bol rızk gibi bir dünyalık kendisine isabet ederse, zahiren konumunda sebat gösterir; yoksa hiçbir şeyin kendilerini geri çevirmediği ve yönlerini değiştirmediği mü’minler gibi gerçekten mutmain değillerdir. Fakat bu kimsenin kendisine veya ailesine veyahut malına bu: fenalık gelince, dinden yüz çevirir. Rivâyet olunuyor ki, bu âyet, Medine'ye gelip yerleşen bazı bedevi Araplar hakkında nâzıl olmuştur. Bunlardan biri, bedeni sağlıklı olduğu, ati sağlıklı bir tay, karısı da sağlıklı bir çocuk doğurduğu, malı ve koyunları çoğaldığı zaman, "Ben, bu dine girdiğim günden beri hep hayır gördüm!" der ve bu halinden mutlu olur. Ama eğer bunun aksi olursa, "Ben, serden başka bir şey görmedim!" der ve dinden yüz çevirir. Ebû Saîd El- Hudrî'den (radıyallahü anh) rivâyet olunduğuna göre diyor ki: "Bir Yahudi Müslüman oldu; sonra musîbetlere uğradı. Kendisi bu musibetleri, İslam'ın uğursuzluğuna saydı ve Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gelip: "- Benim ahdimi feshet!" dedi. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): "- Hayır! İslam ahdi feshedilemez!" buyurdu." Diğer bir rivâyete göre ise, bu âyet, Müellefe-i Kulûb (kalbi İslam'a ısındırılacak bazı yeni Müslümanlar) hakkında nazil olmuştur. B- "O, dünyasını da, ahretini kaybetmiştir, işte bu, apaçık hüsranın tâ kendisidir." Yani bu kimse, dinden dönmekle ismeti (dokunulmazlığı) kalkmış; amelleri boşa gitmiş ve neticede dünyasını da, ahretini de kayıp etmiştir, işte bu, en büynik hüsrandır; bunun ikinci bir benzeri yoktur. |
﴾ 11 ﴿