7"Artık her kim bunun ötesine yeltenirse, işte onlar, haddi aşan kimselerdir." Yani her kim, dört hür kadın veya istediği kadar cariyelerle yetinmeyip bu geniş sınırın ötesine yeltenirse, işte onlar, son derece haddi aşan kimselerdir. Kasım b. Muhammed b. Ebî Bekir El- Siddıyktan (radıyallahü anh) nakledilen görüşün aksine, bu âyet, müt'a nikâhının haram kılındığına kesin olarak, delâlet etmez. Nitekim el-Kâsım b. Muhammed diyor ki: "Kişinin müt'a nikahıyla aldığı kadın, zevcesi değildir. Şu halde ona helâl olmaması gerekir. Bu kadın, onun zevcesi değil, çünkü ıcmâ ile bu eşler birbirlerine vâris olmazlar. Eğer zevcesi olsaydı, aralarında veraset gerçekleşirdi. Nitekim Allah (celle celâlühü) buyurur ki: "Sizin zevcelerinizin bıraktığı mirasın yarısı sizindir." Şu halde ona helâl olmaması lazımdır. Çünkü Allah (celle celâlühü) buyurur ki: "Ancak zevceleri hariç. " "Zira müt'a nikâhının meşruiyetini savunanlar diyebilirler ki: "Bu kadın, kısmen onun zevcesidir." Her zevcenin vâris olduğu hususuna gelince, müt'a nikâhını savunanlar bunu kabul etmezler. Bazı kimselerin, el-Kâsım b. Muhammed'in görüşüne itiraz konusunda: Eğer onun sözünden "Eğer kadın hayatında onun karısı olsaydı..." kastedılirse, bu, mezkûr neticeyi ifade etmez. Yok "Eğer ölümünden sonra karısı olsaydı... demek, istenmişse, bu iki hususun birbirini gerektirmesi kabul edilmez" şeklindeki izahın ise, hiçbir anlamı yoktur. Evet, bunun aksi söylense, geçerli bir izah olur. |
﴾ 7 ﴿