23

"Yemin olsun ki Nuh'u kavmine gönderdik de, onlara dedi ki:

"Ey kavmim! Allah'a ibâdet edin. Sizin O'ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur. Artik sakınmaz mısınız?"

A- "Yemin olsun ki Nuh'u kavmine gönderdik de, onlara dedi ki:"

Burada, eski ümmetlerin, kendilerine bahşedilmiş olan sayısız nimetlere ibret gözüyle bakmadıkları, peygamberlerinin uyanlarından ders almadıkları ve bu yüzden onların duçar oldukları azap çeşitleri, muhataplara uyarı olmak üzere anlatılmaktadır. Önce Hazret-i Nûh. (aleyhisselâm) kıssasının anlatılmasının sebebi gayet açıktır. Hazret-i Nûh kıssasının, "... ve gemilerde de taşınırsınız" âyetinden sonra zikredilmesi, son derece güzel uyum vardır.

Bu kıssanın başında yemin edilmesi, ona son derece önem verildiğini göstermek içindir, Hazret-i Nuh'un şerefli nesebi, gönderilmesinin keyfiyeti ve kavmi içinde kaldığı süre ile ilgili açıklama, A'raf sûresi ile Hûd sûresinde geçti.

B- "Ey kavmim! Allah'a ibâdet edin."

Yani yalnız Allah'a (celle celâlühü) ibâdet edin. Nitekim. "... Yalnız Allah'a ibâdet edeceksiniz." âyetinden de bu husus anlaşılmaktadır. Burada bu kaydın zikredilmemesi, gerçek ibâdetin bu olduğunu bildirmek içindir. Ortak koşarak yapılan ibâdet ise, zaten ibâdet sayılmaz.

C- "Sizin O'dan başka hiçbir İlâhınız yoktur."

Bu cümle, emredilen ibâdetin, yahut bu emrin illetini beyan etmektedir. Yani sizin vücutta veya âlemde O'ndan başka hiçbir İlâhınız yoktur.

D- "Artik sakınmaz mısınız?"

Yani sız artık, içinde bulunduğunuz ibâdetsizliğin mucip olduğu Allah'ın (celle celâlühü) azabından kendi nefsinizi sakınmaz mısınız? Nitekim "Gerçekten ben sizin için büyük bir günün azabından kork ve "... acıklı bir günün azabından... " âyetlerinden anlaşılmaktadır.

Diğer bir görüşe göre ise, yani Rabbiniz Allah'ın ibâdetini terk etmekte korkmaz mısınız? demektir. Ancak bu görüş, isâbetli değildir.

Bir diğer görüşe göre ise, yani Allah'ın (celle celâlühü) nimetlerini sizden almasından korkmaz mısınız? demektir. Ancak bu izahta da itiraza mahal vardır.

Bu cümleden önce mukadder bir cümle vardır. Yani sız "sızın O'ndan başka hiçbir İlâhnız yoktur" hakikatini anlayıp da, O'nun azabından sakınmaz mısınız? Kı O'nun azabının sebebi, ibâdete lâyık olması şöyle dursun, Allah'ın (celle celâlühü), onu îcat etmesi olmasa, var olmaya bile lâyık olmayan şeylere ibâdette O'na ortak koşmanızdır. Yahut bunu düşünüp de azabından sakınmaz mısınız?

23 ﴿