3"Zinâ eden erkek, zinâ eden veya müşrike olan bir kadından başkasıyla evlenmez. Zinâ eden kadınla da, zinâ eden veya müşrik olan bir erkekten başkası evlenmez. Bu, mü’minlere: haram kılınmıştır." A- "Zinâ eden erkek, zinâ eden veya müşrike olan bir kadından başkasıyla evlenmez. Zinâ eden kadınla da, zinâ eden veya müşrik olan bir erkekten başkası evlenmez." Bu hüküm, genellikle mutat olan hal üzerine binâ edilmiştir. Bundan amaç, mü’minler, zinâcı kadınlarla zinâ etmekten men' edildikten sonra zinâci kadınlarla evlenmelerinin de men edilmesidir. Medine'de bazı yoksul muhacir Müslümanlar, zengin müşrike zinâcı kadınlarla evlenmeye rağbet gösterdiler ve bunun için Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) izin istediler, işte bunun üzerine bu evliliğin, zinâcıların fiillerinden ve müşriklerin özelliklerinden olduğu beyan edilerek bu evlilikten nefret ettirildiler. Yani zinâcı erkek, ancak bu ikisinden biriyle evlenmeye rağbet eder; zinâcı kadınla evlenmeye de ancak bu ikisinden biri rağbet eder. Bu itibarla siz, bunların etrafında dolaşmayın ki, o zümreye dahil olmayasınız veya onların vasiflarıyla vasıflandırılmayasımz. Bu konuda asıl nefret ettirme, ikinci cümle ile ifade edildiği halde, birinci cümlenin zikredilmesi, ya o Müslümanların, rağbetlerini bu kadınlara hasrettiklerini ortaya koydukları içindir. Nitekim onlarla evlenmek için izin istemişlerdi Ya da iki taraf arasındaki alakayı tekit etmek ve zecir ile tenfiri ziyadesiyle ifade etmek içindir, ikinci cümlede müşrike kadının zikredilmemesi, bu zecir ve ten fitin asıl sebebinin, sırf şirk olmayıp fakat zinâ olduğuna dikkat çekmek içindir. Birinci cümlede bunun zikredilmesi ise, zinâcı kadını müşrike kadınlar zümresine dahil etmek suretiyle zinâcı kadınla evlenmekten ziyadesiyle nefret ettirmek içindir. B- "Bu, mü’minlere haram kılınmıştır." Yani zinâcı kadınlarla evlenmek, mü’minlere haram kılınmıştır. Zira bu evlilik, fâsıklara benzemeye, töhmet altında kalmaya, kötü dedikodulara, nesep eleştirisine, yaşam imkânlarının haleldar olmasına ve değil mü’minlere, âdi ve rezîl insanlara bile yakışmayan birçok mefsedetlere sebep olmaktadır. İşte bundan dolayıdır ki, ziyadesiyle zecri bildirmek için tenzih, tahrım (haram kılınma) olarak ifade edilmiştir. Diğer bir görüşe göre ise, âyetteki olumsuzluk (evlenmez), yasak anlamındadır. Zaten diğer bir kırâete göre nehiy sıygasıyla okunmuştur. Bu görüşe göre tahrım de, gerçek manâsında olup bu evlilik haram kılınmış, demektir. O takdir de bu hüküm, ya nüzul sebebine mahsustur, ya da bu hüküm, "Ve aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişk olanları evlendirin..." âyetiyle nesih edilmiştir. Zira bu âyet, zinâ e: kadınları da kapsamaktadır. Rivâyet edilen bir hadis de bunu teyit etmektedir. Nitekim Peygamberimize At bu evlilik sorulmuş ve o da şöyle cevap vermiştir: "Nikâhtan önceki cinsel ilişki zinadır; nikâhtan sonraki ise, meşru evliliktir. Haram olan, helâl olanını haram kılmaz." Âyetteki, nikâhtan (evlilikten) cinsel ilişkinin murat olduğu görüşünün bâtıl olduğu ise, gayet açıktır. |
﴾ 3 ﴿