41

"Süleyman dedi ki: "Onun tahtını tanımayacağı bir hale sokun! Bakalım, tanıyacak mı, tanımayanlardan mı olacak?"

Bundan önce hikâye edilen de, bundan sonra hikâye edden de Hazret-i Süleyman'ın kelâmından olduğu halde hikâyenin (dedi ki...) tekrar edilmesi, geçen kısım ile gelecek kısmın birbirinden farklı olduğuna dikkat çekmek içindir. Zira Hazret-i Süleyman'ın bundan önce söyledikleri Allah'a (celle celâlühü) şükür kabilindendır; ikinci kelâmı ise, hizmetçilerine emri kabilindendir.

Yani Hazret-i Süleyman adamlarına dedi ki; Belkıs'ın tahtının görünümünü her hangi bir şekilde değiştirin; tanımayacağı bir hale sokun! Bakalım tanıyacak mı? Yahut makama uygun bir cevap verebilecek mi?

Diğer bir görüşe göre ise, yani bakalım, tahtını gördüğünde, ondan ibret alıp Allah'a "Seve Resulüne îman edecek mi? Zira kendisi tahtını kiktk kapılar ardında, görevli muhafızların, bekçilerin korumasında bıraktığı halde kısa bir zaman içerisinde oraya getirilmiş olması îman etmesini gerektiren pek kuvvetli bir delildir. Ancak bunun, tahtı tanımayacak hale getirmek kaydına bağlanması, bu mânâya engeldir; çünkü tahtı tanınmayacak hale getirmenin bununla alakası yoktur.

41 ﴿