60"Onlar mı hayırlı, yoksa gökleri ve yeri yaratan ve size gökten bir su indiren mi? işte biz, o su ile güzel güzel duvarla çevrik bahçeler meydana getirmişizdir ki, onun ağacını bitirmeye gücünüz yetmez. Allah ile birlikte başka bir ilah mı var! Hayır! Onlar haktan yan çizen bir kavimdir." A- "Onlar mı hayırlı, yoksa gökleri ve yeri yaratan ve size gökten bir su indiren mi?" Yanı yüce şanları zikredilen Allah mı hayır, yoksa Allah'a ortak koştukları putlar mı? Bu tereddüdün mercii, kâfirlerin Allah (celle celâlühü) tarafından susturulmasına, onların sakat görüşlerinin çürütülmesine ve onların tahkir edilmesine tarizdir. Zira pek açık bir gerçektir ki, onların Allah'a ortak koştuklarında bir hayır ihtimali yoktur ki, onların Allah'a ortak koştukları nesneler ile, kendi hayrından başka hayır olmayan ve yegâne İlâh olan Allah arasında bir karşılaştırma yapılabilsin. Bu cümleyi de, söylenmesi emredilenlere dâhil saymak görüşüne ise, bundan sonra gelecek olan "İşte biz, o su ile güzel güzel bahçeler meydana getirmişizdir" cümlesi engeldir; çünkü bu cümle, bu susturmanın bizzat Allah tarafından olduğunu sarih olarak ifâde etmektedir. Yine, bu cümleyi, "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhinde haddi aşan kullarım!.." âyetindeki ifâde kabilinden, Peygamberimize emredilenin kendi ifadesiyle ondan hikâye edilmesi mânâsına hamletmek de sebepsiz olarak açık bir zorlamadır. Bu istifham, takrir için olup onları zorunlu olarak hakkı ikrar etmeye sevk etmektedir. Zira asgarî temyize sahip olan hiçbir kimse, bütün mahlukları yaratan ve her birine onun lâyık olduğu faydaları bahşeden Allah'ın (celle celâlühü), o mahlukların en değersizinden ve aşağısından (putlardan) hayırlı olduğunu, hatta onların ortak koştukları nesnelerde kesinlikle hiçbir hayır bulunmadığını kabul etmemek kudretine mâlik değildir. B- "İşte biz, o su ile güzel güzel duvarla çevrik bahçeler meydana getirmişizdir ki, onun ağacını bitirmeye gücünüz yetmez." Yani onun meyveleri ve diğer hârika vasıfları şöyle dursun, siz onun ağacını bile meydana getiremezsiniz. Şimdi bu hârikaları yaratan Allah mı hayırlı, yoksa sizin O'na ortak koştuğunuz nesneler mi? Bu kelâmda, makabli gibi fiilde gaip kipinin kullanılmayıp "Biz" kipinin kullanılması, bu fiilin, Allah'ın zâtına mahsus olduğunu tekid etmek ve şu hakikati de bildirmek içindir: sınıfları, vasıfları, renkleri, tatları, kokuları ve şekilleri bunca değişik olan ve bir de bu kadar hârika güzellik ve manzaralara sahip bulunan bahçeleri meydana getirmek, ancak yegâne eşsiz Allah'ın muktedir olduğu muazzam hâdiselerdendir. Nitekim "Gücünüz yetmez" kaydı da, bunu bildirmektedir. C- "Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!" Yani kendisinden başka hiçbir gücün muktedir olamadığı bazı fiilleri zikredilen Allah (celle celâlühü) ile beraber başka ilah mı var ki, onun, ibadetle Allah'ın ortağı olduğu vehmedüebilsin! Daha önce, onların ortak koştuklarında hiç hayır olmadığı delili ile o müşrikler mağlup edildikten sonra burada da, istidlal yoluyla, külli nefiy (olumsuzluk) zımnında, Allah'a ortak koştuklarında İlalılık olmadığını ifâde etmekle, o müşrikler susturulmaktadır. Zira asgari temyize sahip olan kimse, onların ortak koştuklarında hiç hayır bulunmadığım inkâr etmeye muktedir olmadığı gibi, onlarda asla İlahlık olmadığını inkâr etmeye de, özellikle İlahlık vasıflarının Allah'tan başkasında bunmadığını düşündükten sonra muktedh olamaz. Bundan sonra dört kez gelecek bu ifâdenin oralardaki izahı da böyledir. Diğer bir görüşe göre ise, burada kastedilen, zikredilen yaratmak fiili ile ona atfen zikredilen fiillerde Allah de beraber başka bir İlah olmadığım, ifâde etmektir. Fakat bu, müşriklerin yalnız bununla susturulması anlamında değildir. Nasıl aksi olur ki, müşrikler de, Allah'ı (celle celâlühü) inkâr etmiyorlar. Nitekim "Yemin olsun ki, onlara, gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, hiç şüphesi? Allah! derler." âyeti de bunu ifâde etmektedir. Hayır, o müşrikleri asıl susturan delil, Hanlığın zikredilen zorunlu vasıflarında ortağı olmadıklarını kabul ettikleri nesneleri ibadette O'na ortak koşmalarıdır. Sanki şöyle denilmiştir: İlahlığın hususiyetlerinde ortak olan Allah ile birlikte başka bir İlah var mı ki, ibadette O'na ortak kılınabilsin! Bir diğer görüşe göre ise, mânâ şöyledir: Allah yegâne Yaratan ve valeden olduğu halde, başkası onunla denk tatulabilir mi, ibadette O'na ortak sayılabilir mi! Ancak bu görüşler içinde, en zahir ve "Onunla beraber hiçbir ilah yoktur." âyetine de uygun olan birinci görüştür ve bu makamın hakkını tam olarak veren de bu görüştür. Çünkü birinci görüşe göre bu kelâm, yalmz yaratmak ve şubelerinde değil. Allah ile birlikte hiçbir İlah olmadığını doğrudan doğruya ifâde etmektedir. D- "Hayır! Onlar haktan yan çizen bir kavimdir." Bundan önce müşriklere hitap edilerek onlar kesin delillerle mağlup edildikten sonra burada da, onların kötü halleri beyan edilmekte ve bu halleri başkasına hikâye edilmektedir. Yani o müşriklerin âdetleri, hak yoldan tamamıyla yan çizmek ve her hususta istikametten ayrılmaktır. İşte bundan dolayı onlar, yaptıklarını yapıyorlar; apaçık haktan ibaret olan tevhidden yan çiziyorlar ve bâtıl olduğu apaçık belli olan şirke kapılıyorlar. Diğer bir görüşe göre ise, yani o müşrikler, başkasını Allah ile denk tutuyorlar. Ancak bu görüş faydasız uzak bir görüştür. |
﴾ 60 ﴿