15"İmdi îman edip sâlih ameller de yapanlar, işte onlar gayet güzel bir bahçede hubür, habret (sevinç) içinde olacaklardır." Bu kelâm, anılan iki fırkanın halini beyan etmektedir. Bu bahçeden murat, cennettir. Diğer bir görüşe göre, habret, güzel nağmedir. Ve aynı zamanda cennetteki emâ'dır (sazlı, sözlü eğlencedir). Bu konuda çeşidi görüşler vardır. Çünkü bu ifâde, bütün sevinç şekillerine muhtemeldir. Nitekim İbn Abbâs ile Mücâhide göre, cennet bahçelerinde onlara ikramlar yapılır, demektir. Katâde'ye göre ise, onlara nimetler ihsan edilir, demektir. İbni Keysan'a göre, onlara ziynetler bahşedilir, demektir. Bekir b. Ayyaş'a göre ise, başlarına taç konulur, demektir. Vekî'a göre ise, cennette semâ (sazlı, sözlü eğlence) demektir. Peygamberimizden rivâyet olunduğuna göre, bir gün cenneti ve ondaki nimetleri anlatmıştı. Cemaatin son kısmında da bir bedevi Arap bulunuyordu. O bedevi: "Ya Resülallah! Cennette semâ da var mı?" diye sormuş. Peygamberimiz de şöyle buyurmuş: "Ey bedevi Arap! Cennette bir nehir vardır; bu nehrin iki kıyısında bembeyaz, çukur ve kısık gözlü bakire kızlar vardır. Bunlar, insanların hiç duymadığı pek güzel sesleriyle şarkı söylerler. İşte bu, cennet nimetlerinin en büyüğüdür." Bu hadisi rivâyet eden zât diyor ki: "Ben, Ebû Derda'ya "Bunlar, nasıl şarkı söylerler?" dedim. O da: "Tesbîh ederek..." dedi. Rivâyet olunuyor ki, cennette, dallarında gümüşten çanlar bulunan ağaçlar vardır. Cennet ehli, semâ istedikleri zaman, Allah, arşın altından bir rüzgâr gönderir; o rüzgâr o ağaçlara isabet edip o çanları hareket ettirir ve çanlar öyle güzel ve etkileyici sesler çıkarırlar ki, dünyalılar, bu seslen duymuş olsalar, zevkinden ölürlerdi. |
﴾ 15 ﴿