2

"Rabbinden sana vahyolunana uy. Çünkü şüphe yok ki, Allah, bütün yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır.

A- "Rabbinden sana vahyolunana uy."

Yani yapıp yapmadığın bütün işlerde, Rabbinden sana vahiy olunan âyetlere ve ezcümle. Allah'a karşı takvâlı olmayı emreden ve kâfirler ile münafıklara yardım etmeyi men' eden bu âyete uy.

Bu kelâmda, rab unvanının kullanılması, bu emre uymanın gerekliliğini tekit etmek içindir.

B- "Çünkü şüphe yok ki, Allah, bütün yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır."

Bir görüşe göre, bu hitap, Resûlüllah'adır ve hitapta çoğul kipinin kullanılması, tazim içindir.

Diğer bir görüşe göre ise, hitap, Peygamberimiz ile mü’minleredir.

Bir görüşe göre ise, gaipler içindir. Ancak bunun isabetten uzak olduğu açıktır. Evet, eğer bir nevi tağlıb (hazırları, gaiplere galip kılmak) yoluyla, hitap, hepsi için olabilir.

Bunlardan hangi görüşe göre olursa, olsun, bu cümle, emrin illeti ve emrin gerekliliğini tekit içindir. İlk iki görüşe göre, terğib (teşvik) ve terbip (uyarmak) yoluyladır. Netice olarak şu anlamdadır: Allah, sizin yaptığınız emre uymaktan ve uymamaktan hakkıyla haberdardır. Bu itibarla mutlaka birine mükâfat ve diğerine de ceza terettüp edecektir. Son görüşe göre ise, yalnız terğib yoluyladır. Yani Allah, her iki fırkanın yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Sonuçta Allah, seni, senin için hayırlı ve intizamlı olana irşat edecek; seni, onların kurdukları hilelere ve fenalık planlarına muttak edecek ve bunların defi için gerekti olan tedbirleri sana emredecek. İşte bundan dolayı mutlaka vahye uymaksın ve gereğini yapmaksın.

2 ﴿