10A- "Yemin olsun ki, Davud'a katımızdan bir üstünlük verdik; kuşları da emrine verdik." Yani yüce Allah'a güzel yönelişinden ve sağlam tevbesinden dolayı katımızdan Hazret-i Davud'a, diğer Peygamberlere göre bir nevi üstünlük verdik. Bu üstünlük, bundan sonra âyette zikredilen meziyetlerdir. Yahut Hazret-i Davud'a diğer insanlarda bulunmayan büyük bir üstünlük verdik. Bu görüşe göre bu üstünlük kapsamına Peygamberlik, kitap, hükümdarlık ve güzel ses de dâhildir. Âyette "katımızdan" denilmesi, zâti tazim mânâsını (biz verdik) izafe tazimi ile tekit içindir. Nitekim bu kabilden olarak diğer bir âyette şöyle denilmektedir: "derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet vermiş ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik." (Kehf: 65) B- "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin!" dedik. Yani ey dağlar! Hazret-i Davud'a tesbihinde, yahut hatalarından dolayı feryadında eşlik edin. Bu da, Davud'a yüce Allah'ın, dağlarda onun sesi gibi bir ses yaratmasıyla olmuştur. Tıpkı (Hazret-i Mûsâ kıssasında) yüce Allah, ağaçta konuşma kudretini yarattığı gibi. Yahut da Hazret-i Davud'a (aleyhisselâm) temsil olarak böyle gösterilmiştir. Nitekim Hazret-i Davud, her defasında tesbih getirirken, onun bir mucizesi olarak, dağlardan da, tesbih sesi duyuluyordu. Diğer bir görüşe göre ise, Hazret-i Davud 859, hatalarından dolayı üzgün bir yüksek sesle feryat ediyordu ve dağlar da sedalanyla ve kuşlar da sesleriyle ona eşlik ediyorlardı. Bu ilâhî hitapta dağlar ve kuşların, Allah'ın buyruğuna ve hükmüne boyun eğen akıl sahipleri gibi muhatap alınmaları, bize bildiriyor ki, canlı ve cansız, konuşan ve konuşmayan ne kadar varlık varsa, hepsi yüce Allah'ın iradesine boyun eğmiştir ve O'nun iradesine karşı gelmeleri imkânsızdır. Bu da, Allah'ın, azametinin ne kadar büyük ve hükümranlığının ne kadar mükemmel olduğunu aklı selim sahiplerine açıkça göstermektedir. C- "Ona demiri de yumuşattık." Yani ateşte kızdırma ve çekiçle dövme olmaksızın, biz demiri onun elinde mum gibi yaptık; o, dilediği gibi demire şekil veriyordu. Yahut diğer insanların kuvvetine göre mum ne kadar yumuşak ise, onun kuvveti karşısında demiri öyle yumuşak kıldık. |
﴾ 10 ﴿