7"Eğer kâfir olursanız, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Yine de o, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz, bundan razı olur. Hiçbir günahkâr, diğerinin günahını yüklenmez. Nihayet hepinizin dönüşü, ancak Rabbinizedir. O da, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir. Şüphe yok ki, o, kalplerde olan her şeyi hakkıyla bilendir." A- "Eğer kâfir olursanız, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Yine de o, kullarının küfrüne razı olmaz." Yani Allah'ın (celle celâlühü) bunca çeşidi nimetlerini gördükten sonra ve îmân ile şükrü gerektiren pek yüce şânlarını anladıktan sonra eğer kâfir olursanız, artık bilin ki, Allah'ın (celle celâlühü), sizin îmânınıza ve şükrünüze ihtiyacı yoktur; onların olmamasından asla etkilenmez. Yine de, kullarının küfrüne razı olmaz. Ancak buna razı olmaması, bundan zarar gördüğü için değil, fakat kullarına rahmet olarak, onlara menfaatler sağlamak ve onlardan zararları önlemek içindir. B- "Eğer şükrederseniz, bundan razı olur." Yani eğer siz şükrederseniz, Allah'ın bundan bir menfaati olduğu için değil, sizin menfaatiniz için ona razı olur; çünkü bu, sizin iki cihanda saadete ermenizin sebebidir. C- "Hiçbir günahkâr, diğerinin günahını yüklenmez. Nihayet hepinizin dönüşü, ancak Rabbinizedir. O da, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir. Şüphe yok ki, o, kalplerde olan her şeyi hakkıyla bilendir." Burada, kâfirin küfrünün vebalinin, başkasına asla sirayet etmediği, beyân edilmektedir. Yani küfür vebalini taşıyan bir kimse, başkasının da küfrünün vebalini, taşımaz. Ölümden sonra tekrar dirildikten sonra da hepinizin dönüşü, ancak Rabbinizedir. O da, o zaman., dünyada yapmakta olduğunuz küfür veya îmân amellerinizin karşılığını mükâfat veya ceza olarak verecektir. Şüphe yok ki, o, kalplerde gizli olanları da hakkıyla bilendir, O halde zahir amelleri nasıl bilmeyecek!  | 
	
﴾ 7 ﴿