36"Allah, kuluna kâfi değil midir? Onlar, Allah'tan başkalarıyla seni korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yola getiren yoktur." A- "Allah, kuluna kâfi değil midir? Onlar, Allah'tan başkalarıyla seni korkutuyorlar." Yani Allah'ın, kuluna yeterli olduğu, o kadar barız bir hakikattir ki, bunun aksim hiç kimse ağzına alamaz ve bu sorunun cevabında hiç kimse tereddüt etmez. Bu kuldan murat, Peygamberimiz'dir, yahut Peygamberimizin de öncekide dâhil olduğu bütün peygamberlerdir. Bu kelâm, Peygamberimizi teselli etmektedir. Şöyle ki: Kureyş'liler demişlerdi ki: "Sen bizim ilâhlarımızı eleştirdiğin için, onların sana bir zarar vermelerinden korkuyoruz. Sen ya ilâhlarımıza hakaret etmekten vazgeçeceksin, yahut senin aklına zarar verirler veya seni dek ederler." Nitekim Hûd kavmi de şöyle demişlerdi: "Biz, ilâhlarımızdan biri seni fena çarpmış!" demekten başka bir söz söylemeyiz." (Hûd: 54) işte "Onlar, Allah'tan başkalarıyla seni korkutuyorlar" kelâmının mânâsı da budur. Yani onlar, Allah'tan başka ilah edindikleri putlarla seni korkutuyorlar. B- "Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yola getiren yoktur." Yani Allah, kimi saptırırsa ve nihayet Allah'ın, kulu Hazret-i Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem) kâfi olup onu koruduğundan gafil olursa ve fayda da, zarar da asla veremeyen şeylerle onu korkutmaya kalkarsa, artık onu her hangi bir hayra ulaştıracak hiç kimse olmaz. |
﴾ 36 ﴿