44

"De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Bütün göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız O'nundur. Sonra ancak O'nun huzuruna döndürüleceksiniz."

Yani ey Peygamberim! Zikredilen hakikatlerle onların cehaletini ispat edip kendilerini hüccetle mağlup ettikten sonra hakkı tahkik için de ki: bütün şefaat Allah'ındır; onun mâliki yegâne Allah'tır. Hiçbir kimse, her hangi bir şefaatte bulunamaz; ancak kendisine şefaat edilen kişinin, ilâhî rızaya ermiş olması ve şefaatçinin de izinli olması hali müstesna; ancak o takdirde şefaat mümkündür. Müşriklerin şefaatçiler edinmelerinde ise, her iki husus da mevcut değildir.

"Bütün göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız O'nundur" cümlesi de, anlatılan hakikatin izahı ve tekididir. Yani bütün göklerin, yerin ve her ikisinde bulunan varlıkların hükümranlığı yalnız Allah'ındır; O'nun izni ve rızası olmadan O'nun her hangi bir işi hakkında konuşamaz. Sonra kıyamet günü ne müstakil olarak, ne de müşterek olarak hiç kimsenin huzuruna değil, ancak O'nun huzuruna döndürüleceksiniz, işte kıyamet gününde o, dilediğini onlara yapacaktır.

44 ﴿