45"Yemin olsun ki, Mûsa'ya o Kitabı verdik; ama onda da ihtilafa düşüldü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında iş bitirilmişti. Hiç şüphesiz onlar, Kur’ân hakkında bocalatan bir şüphe içindedirler." A- "Yemin olsun ki, Mûsa'ya o Kitabı verdik; ama onda da ihtilafa düşüldü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında iş bitirilmişti." Bu kelâm, ilâhî kitaplar hakkında ayrılığa düşülmesinin, Peygamberimizin kavmine mahsus olmayıp pek eski bir gelenek olduğunu beyân etmektedir. Bu da, "Sana söylenenler, senden önceki peygamberlere söylenmiş olanlardan başka bir şey değildir." (âyet: 43) kabilındendir. Yani Allah'a yemin olsun ki, Mûsa'ya Tevrat'ı verdik; ama onda ayrılığa düşüldü; kimisi onu tasdik etti; kimisi de onu tekzip etti. İşte sana verdiğimiz Kur’ân hakkında senin kavminin hak de böyledir; kimi onu tasdik edecek; kimi de onu tekzib edecek. Eğer senin ümmetin hakkında, onların azabının ve bu kâfirlerle mü’minler arasındaki husumet hakkında verilecek hükmün, "Hayır! Onlara vaat edilen zaman, kıyamet günüdür." (Kamer: 46) ve "hayır! Onları belirlenmiş bir süreye ertelemektedir." (Neml: 61) âyetlerinde belirtildiği gibi, kıyamet gününe ertelenmiş olmasaydı, eski ümmetlerden tekzip edenlere yapıldığı gibi, bu tekzip edenler de, tamamen yok edilirlerdi. B- "Hiç şüphesiz onlar, Kur’ân hakkında bocalatan bir şüphe içindedirler." Yani senin kavminin kâfirleri, Kur’ân hakkında bocalatan bir şüphe içindedirler. Bu cümleyi, "Yahudiler, Tevrat hakkında bocalatan bir şüphe içindedirler" şeklinde tefsir etmenin, hiçbir haklı izahı yoktur. |
﴾ 45 ﴿