10

"Hakkında ayrılığa düştüğünüz her hangi bir şeyin hükmü, yalnız Allah'a mahsustur. İşte bu Allah, benim Rabbimdir. Yalnız O'na tevekkül ettim ve yalnız O'na yönelirim."

A- "Hakkında ayrılığa düştüğünüz her hangi bir şeyin hükmü, yalnız Allah'a mahsustur, "

Bu kelâm, Resülullah'ın, mü’minlere söylediklerinin hikâye edilmesidir. Yani din işlerinde kâfirlerin size muhalefet edip de, onlarla ayrılığa düştüğünüz konularda hüküm, Allah'a mahsustur. Bu hüküm, haklıların mükâfâtiandırılmasi ve bâtılcılann da cezalandırılmasıdır.

B- "işte bu Allah, benim Rabbimdir. Yalnız O'na tevekkül ettim ve yalnız O'na yönelirim."

Yani işte yegâne hâkim ve şânı pek yüce olan Allah, benim Rabbim ve mâlikimdir. Ben bütün işlerimde hassaten O'na tevekkül ederim ve beni sıkıntıya düşüren bütün zor işlerimde yalnız O'na yönekrim.

Diğer bir görüşe göre ise, yani sizin ihtilâf ve ayrılığa düştüğünüz dâvalarda Resülullah'ın hakemliğine başvurun ve onun hükmüne başkasının hükmünü tercih etmeyin.

Bir diğer görüşe göre ise, yani izahında ayrılığa düştüğünüz ve kafanızı karıştıran bütün konuların beyânı için, Allah'ın Kitabına ve Resûiullahln zahir sünnetine başvurun.

Başka bir görüşe göre ise, ruh bilgisi gibi sizin mükellefiyetlerinizle ilgili olmayan konulardan ayrılığa düştüğünüz ve anlama imkânınız bulunmayan meseleler karşısında "Allahu a'lem/Allah cümlemizden iyi bilir!" deyin.

Bunun, içtihada hamledilmesi mümkün değildir; çünkü Resûlüllah'ın huzurunda içtihat etmek caiz değildir.

10 ﴿