3

"Bunun sebebi şudur: Kâfir olanlar, kesinlikle bâtıla uymuşlardır; îmân edenler de, Rablerinden gelen o hakka uymuşlardır, işte böylece Allah, insanlara misâllerini vermektedir."

A- "Bunun sebebi şudur: Kâfir olanlar, kesinlikle bâtıla uymuşlardır; îmân edenler de, Rablerinden gelen o hakka uymuşlardır."

Yani kâfirlerin yaptıkları iyi işlerini boşa çıkarılmasının ve mü’minlerin günahlarının örtülmesinin ve gönüllerinin düzeltilip şâd edilmesinin sebebi şudur: birinci fırka, şeytana uymuşlardır. Nitekim Mücâhid de böyle tefsir etmiştir. İşte bu yüzden o fırka, yaptıkları küfrü ve İslam'dan alıkoymayı yapmışlardır. İkinci fırka da, Rablerinden gelen yegâne hakka uymuşlar da, yaptıkları Allah'a ve Kitabına olan îmânı ve sâlih amelleri gerçekleştirmişlerdir.

Âyetin metnindeki bâtıl, hakkın mukabili olan bâtıl, yani aslı olmayan ve zail olan şey anlamına da alınabilir. Batılı, faydasız anlamına almak ise, uygun değildir; çünkü küfür ve haktan alıkoymak, ondan daha çirkindir. Bu itibarla onun, kâfirlerin amellerinin boşa çıkarılmasının yegâne sebebi olarak sayılmasının bir izahı yoktur. Bu nokta, iyice düşünülmelidir.

Âyetteki bâtıldan, küfrün ve haktan alıkoymanın kendisi, haktan da, îmân ile sâlih amellerin kendisi kastediliyor olabilir.

B- "İşte böylece Allah (celle celâlühü), insanlara misâllerini vermektedir."

Yani Allah, garabette meseller gibi sayılan, iki fırkanın hallerini ve vasıflarını beyân etmektedir ki, bu da, birinci fırkanın bâtıla uyup hüsrana uğramaları ve ikinci fırkanın da hakka uyup saadet ve felâha erişmeleridir.

3 ﴿