FETİH SÛRESİBu sûre, Resûlüllah, Hudeybiye'den dönerken inmiştir; 29 âyetti 1"Ey Peygamberim! Biz, gerçekten sana apaçık bir fetih, bahşettik." Bir memleketin fethedilmesi, kuvvet zoruyla veya sulhla, savaşla veya savaşsız olarak fethedilmesi / açılması demektir. Çünkü orası alınmadığı müddetçe, İslam'a kapalı sayılır. Fetih, Allah'a isnâd edilmiş, çünkü kullann fiilleri, yaratma ve icad olarak Allah’a ıstınâd etmektedir. Bu fetihten murat, Mekke fethidir. Hazret-i Enes'ten rivâyet edilen de budur. Peygamberimiz, Hudeybiye'den dönerken kendisine bu fetih müjdelenmişti. Diğer bir görüşe göre ise, bu fetihten murat, Hudeybiye antlaşmasının yapıldığı sene gerçekleşen Hayber fethidir. Mücahıd'den rivâyet edilen de budur. Bir diğer görüşe göre ise, bu fetih, Hudeybiye sulhudur. Zîrâ Hudeybıye'de şiddetti savaş ve hatta iki taraf arasında oklar ve taşlarla atışma olmamışsa da, bu sulhu müşrikler teklif ettikleri için, galibiyet müslümanların sayılır ve şüphe götürmez bir fetih kabul edilir. İbn Abbâs'tan (radıyallahü anh) rivâyet olunduğuna göre, Hudeybiye antlaşmasından önce müslümanlar, müşriklere, oklar yağdırmışlar ve nihayet onları evlerine girmek zorunda bırakmışlardı. Kelbî'den rivâyet olunduğuna göre, bu hâdisede müslümanlar, müşriklere galip gelmişler ve sonunda müşrikler, sulh istemişlerdi. Rivâyet olunuyor ki, Ashab'tan bir zâtın: "Bu, fetih değildir; Biz, Beytullah'ı ziyaret etmekten alıkonulduk ve kurbanlarımıza de engel olundu!" dediği Resûlüllah'a ulaşınca, Peygamberimiz: "Hayır! Bu, en büyük fetihtir. Müşrikler, sizi iyilikle savmaya, sizden hüküm istemeye (hükümde taraf olmanıza) ve sizden emniyet talep etmeye razı oldular ve sizde, hoşlarına gitmeyen imkânlar ve güçler gördüler" buyurdu. Şa'bî'den rivâyet olunduğuna göre diyor ki: "Bu âyet, Hudeybiye'de inmiş ve Resülullah'ın bu gazada elde ettiği faydaları, hiçbir gazada elde etmemiştir. Nitekim Bey'atu'r Rıdvan (Rıdvan Biati) gerçekleşmiş; Peygamberimizin bütün geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmış ve kurbanlar da mahalline ulaşmış ve aynı yıl içinde Hayber hurmalıkları müslümanların eline geçmiş ve (Ehl-i Kitap olan) Rumlar, (putperest olan) Fars'lara galip gelmişlerdi. Bundan dolayı da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) pek sevinmişti." Hudeybiye fethinde büyük bir mucize de gerçekleşmişti. Şöyle ki: müslümanların su ihtiyaçları için Hudeybiye kuyusunun suları tamamen çekilmiş; nihayet kuyuda bir damla bile su kalmamıştı. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ağzına su alıp mazmaza yaptıktan sonra kuyuya dökmüş; o anda kuyunun dibinde su kaynamaya başlamış; nihayet herkes kana, kana su içmiş ve ihtiyacı kadar da almış. Diğer bir görüşe göre, kuyu tamamen doluncaya kadar su kaynamış. Ve ondan sonra bu kuyunun suyu hiç tükenmemiş. Bir başka görüşe göre ise, bu âyetteki fetih, Peygamberimize müyesser olmuş bütün fetihlerdir. Bir görüşe göre de, bu fetih, Allah'ın Peygamberimize müyesser İçildiği İslam, peygamberlik, hüccet: ve kıkç ile davet etmektir. Bundan daha açık ve büyük bir fetih yoktur; bu fetih, bütün fetihlerin başıdır. Zîrâ ne kadar islam'ın fetihleri varsa, her biri bunun bir şubesidir. Bir görüşe göre ise, bu fetih, hükmetmek anlamındadır. Yani ey Resûlüm! Biz, senin için Mekke halkı aleyhine hükmettik ki, gelecek sene sen Mekke'ye gireceksin. Katâde'den rivâyet olunan görüş de budur. Bu fethin faydalı sonuçları apaçık meydanda olduğu gibi, aynı zamanda bu fetih, hak ile batılı da birbirinden ayırt etmektedir. |
﴾ 1 ﴿