11

"Bedevilerden savaştan geri kalmış olanlar sana diyecekler ki: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bağışlanmamızı dile!" Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: Allah, size bir zarar dilerse, veya size bir fayda isterse, artik O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir! Hayır! Allah, yaptıklarınıza agâhtır."

A- "Bedevilerden savaştan geri kalmış olanlar sana diyecekler ki: "Mallarımız ve âilelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bağışlanmamızı dile!" onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: Allah, size bir zarar dilerse, veya size bir fayda isterse, artık O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir!

Bu bedevüerden murat, Ğifar, Müzeyne, Cüheyne, Eşca', Eşlem ve Deyi kabileleridir. Hudeybiye yılında Resûlüllah, umre için Mekke yolculuğuna çıkacağı günlerde Medine çevresindeki ve çöldeki bedevî Arap kabilelerine haber salıp kendisiyle beraber bu yolculuğa çıkmalarını istedi. Zîrâ Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Kureyş'in kendisiyle savaşmalarından veya onu Beytullah'ın ziyaretinden engellemelerinden endişe ediyordu. Resûlüllah, amacının savaşmak olmadığını göstermek için de kurbanlık hayvanları yola çıkardı. Fakat anılan kabileler, bu sefere çıkmacklar ve: "Biz, Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yurdunun ortasında, Medine'de (Hendek savaşında) kendisiyle savaşmış ve Ashabını öldürmüş bir kavmin üstüne gideceğiz de onlarla savaşacağız öyle mi?" dediler. İşte bunun üzerine Allah, Peygamberimize vahiy indirip bildirdi ki; onlar: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi bu seferden alıkoydu; biz sefere çıksak, bizim yerimize onlara bakacak; hizmetlerini görecek ve onları zayi olmaktan koruyacak kimseler yokta. Artik Allah'tan bizim bağışlanmamızı, dile!" diye mazeret beyân edecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. Ey Resûlüm! Onlar böyle mazeret, beyân ettiklerinde sen de onu çürütmek için de ki; Allah, ailelerinizin ve mallarınızın helaki ve zayi olması gibi size bir zarar dilerse, artık Allah'ın iradesine ve hükmüne karşı kimin bir fayda sağlamaya gücü yetebilir ki, siz, kendi aklınız sıra, onları korumak ve onlara gelecek zararları önlemek, için bu seferden geri kaldınız! Veya Allah, sızın mallarınızı ve ailelerinizi korumak suretiyle size bir fayda dilerse, onları korumak için geri kalmanıza ne gerek vardır!

Bu kelâm, onların yalan sözlerinin zahirine göre de, hakkı tahkik ve iddialarının reddi anlamındadır.

B- "Hayır! Allah, yaptıklarınıza agâhtır."

Bundan önceki evimle, söylediklerinin doğru olması takdirinde de onun geçersiz olduğunu beyân ettikten sonra bu cümle de, onların gerekçelerinin de yalan olduğunu beyan etmektedir. Yani durum, sizin söylediğiniz gibi değildır; Allah, sizin bütün yaptıklarınızdan ve ezcümle sizin bu seferden geri kalmanızın gerçek, sebeplerinden haberdardır.

11 ﴿