4"Semûd ve Ad kavimleri, çarpacak felaketi yalan saymışlardı." Kıyamet felaketi, insanlara çeşitli korku ve paniklerle çarpacak; göğe de yarılmak ve parçalanmakla çarpacak; yeryüzüne ve dağlara da sarsılmak ve parçalanmakla çarpacak ve yıldızlara da sönmek ve dökülmekle çarpacak. Bu âyetten önce, kıyametin ne kadar büyük bir hâdise, olduğunu hiç kinişe hakkıyla Peygamberimize bildiremediği beyân edildikten sonra burada da onun bazı halleri Peygamberimize bildirilmektedir. Bu âyet de, "onun ne olduğunu sana bildiren nedir? O kızgın bir ateştir." âyetleri ile benzerleri kabilindendir, Şu farkla ki, o âyetlerde beyân edilen şey, sorulan şeyin kendisidir. Burada ise, onun hallerinden biridir. Nitekim "kadir gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır." âyetleri de bu kabildendir. İşte bu kadir sûresinde beyân edilen, kadir gecesinin kendisi olmayıp fakat onun fazileti ve şerefi, olduğu gibi, bu âyette de beyân, edilen, kıyametin korkunçluğu, şânının azameti ve onu yalanlayanların helâk edilmelerinin hak olan bir gerçek olduğu hususlarıdır. Sanki şöyle denilmiştir: o hak olan Hâdisenin ne olduğunu sana bildiren nedir? Semûd ve Ad kavimleri o hâdiseyi yalan saydılar da, bu yüzden helâk edildiler. |
﴾ 4 ﴿