5"Kadar biz, sana taşınması ağır bir söz vahyedeceğiz." Bu ağır söz, kuran-ı kerim'dir. Zîrâ Kur’ân, mü’minler için ağır mükellefiyetleri içermektedir. Özellikle Peygamberimizin mükellefiyetleri daha da ağırdır. Çünkü o, Kur’ân'ın içerdiği mükellefiyetleri taşımakla yükümlü olduğu gibi, onlari bu ümmete taşıtmakla da yükümlüdür. Diğer bir görüşe göre ise, Kur’ân'ın ağır olması, pek sağlam olmasıdır. Zîrâ Kur’ân'ın lâfızlarında vakar ve mânâlarında da metanet vardır. Yahut Kur’ân, onu tefekkür eden için ağırdır. Çünkü bunun için, kişinin, sırrını tasfiye etmesi (içini temizlemesi) ve nazarını da tecrit etmesi (bakışlarını da başka şeylerden ayırması) gerekir. Yahut Kur’ân, terazide ağırdır. Yahut Kur’ân, kâfirler ve günahkârlar için ağırdır. Yahut Kur’ân'ın telakkisi ağırdır, İbn Abbâs'tan rivâyet olunduğuna göre diyor ki: "Peygamberimize vahiy indiği zaman, ona büyük bir ağırlık çöküyordu ve cildi kararıyordu." Hazret-i Âişe'den rivâyet olunduğuna göre diyor ki: "Çok soğuk günlerde bile Resûlüllah'a vahiy inerken, vahiy bittiğinde alnı ter döküyordu." |
﴾ 5 ﴿