12"Sabretmelerine karşılık da onlara cenneti ve ipek elbiseleri vermiştir." Yani ibadetlerin meşakkatlerine ve haramlardan sakınmak ve mallarda başkasını kendi nefsine tercih etmek konularında nefsin kötü arzularını terk etmek güçlüklerine sabretmeleri sebebiyle de. Allah, nımederinden diledikleri gibi yiyecekleri cenneti ve giyip süslenecekleri ipek elbiseleri onlara vermiştir. İbn Abbâs'tan rivâyet olunduğuna göre, bir ara, Hazret-i Hasen ve Hazret-i Hüseyin hastalandılar. Bunun üzerine Peygamberimiz, yanındaki bazı zâtlarla birlikte onların halini sormaya gitti. Bu arada bazı kimseler, Hazret-i Ali'ye: "Çocuklarının şifa bulmaları için bir adakta bulunsan!.." dediler. Bunun üzerine Hazret-i Ali, Hazret-i Fatıma ve Fızzeh adındaki cariyeleri, şayet onlar, şifa bulurlarsa, üç gün oruç tutacaklarına dâir adakta bulundular. Sonra Hazret-i Hasen ile Hazret-i Hüseyin şifa buldular. O sırada evlerinde yiyecek olarak hiçbir şey yoktu. Bunun için Hazret-i Ali, Hayber'li Şem'ûn'dan üç sa' (yaklaşık 3 kilogram.) arpa ödünç aldı. Hazret-i Fatıma da, bunun bir sa'ından hamur yoğurup onların sayısına göre beş ekmek yapti. Onlar da iftarlarını açmak üzere ekmekleri önlerine koydular. İşte tam bu sırada bir dilenci kapıya durup: "Ey Muhammed'in ev halkı! Bir yoksul müslüman'ım; bana yedırin ki, Allah da, cennet sofrasından size yetiksin!" dedi. Onlar da, o yoksulu kendilerine tercih edip ekmekleri ona verdiler ve sudan başka bir şey tatmadan yattılar ve ertesi gün yine oruç tuttular. Nihayet akşam olup yine yemeklerini önlerine koyunca, bir öksüz kapıya durdu. Yine onu da kendilerine tercih edip yemekleri ona verdiler. Üçüncü gün de bir esir kapıya durdu ve yine öyle yaptılar. Ertesi gün sabahleyin Hazret-i Ali, Hasen ve Hüseyin'in elinden tutup Peygamberimizin yanına vardılar. Peygamberimiz, onların, kuş yavruları gibi şiddetli açlıktan titrediklerini görünce: "Sizin bu haliniz beni ne kadar üzdü!.." dedi ve onlarla beraber evlerine gitti. Baktı ki, Hazret-i Fatıma, karnı, sırtına yapışmış gibi ve gözleri çökmüş halde odasında duruyor. Onun bu hah, kendisini çok üzdü. İşte o sırada cebrail nazil oldu ve: "Ey Allah’ın Rasûlü Muhammed! Al şunu! Ehl-i beytinle beraber Allah sana mübarek eylesin!" dedi ve arkasından bu sûreyi kendisine okudu. |
﴾ 12 ﴿