10

"Hayır! Yok! Siz, bu dini yalan sayıyorsunuz. Hiç şüphesiz üzerinizde bekçiler, çok şerefli yazıcılar vardır; onlar yapmakta olduklarınızı bilirler."

A- "Hayır! Yok! Siz, bu dini yalan sayıyorsunuz."

Yani sız, Allah'ın keremine aldanmayiniz ve O'nun keremi, şükür ve itaati gerektirdiği halde, onu küfür ve günahlara vesile kılmayınız. Ama sız yine bundan vazgeçmiyorsunuz; hatta bundan daha büyük bir şeye cüret gösteriyorsunuz. Nitekim siz, doğrudan doğruya uhrevî cezayı ve tekrar dirilmeyi yalan sayıyorsunuz. Yahut bunların ikisinin de, hükümlerine dâhil oldukları islam dinini yalanlıyorsunuz. Bu yüzden de siz, suali de, cevabı da, mükâfatı da, azabı da tasdik, etmiyorsunuz.

Diğer bir görüşe göre ise, sanki şöyle denilmiştir: Beni nimetlerinim ve size olan irşadımın gerektirdiği istikâmette bulunmuyorsunuz; aksine dini yalan sayıyorsunuz.

Kaffâl diyor ki: "Yani gerçek sizin dediğiniz gibi tekrar dirilmenin ve Allah'ın huzuruna dönüşün olmadığı şeklinde değildir. Siz bu beyândan aydınlanmıyorsunuz; aksine, din gününü yalanlıyorsunuz."

B- "Hiç şüphesiz üzerinizde bekçiler, çok şerefli yazıcılar vardır; onlar yapmakta olduklarınızı bükler."

Yani siz uhrevî cezayı yalan sayıyorsunuz; Halbuki bizim tarafımızdan sizin üzerinizde, amellerinizi tespit etmek için bekçiler, çok şerefli yazıcılar vardir; sızın amellerinizin azını da, çoğunu da yazarlar kı, onlara göre size karşılık verilsin.

Amelleri yazan kâtiplerin, övülüp tazim edilmeleri, uhrevî cezanın çok önemsendiğini ve Allah katında pek büyük işlerden olduğu için bu çok şerefli kâtipleri bu işte istihdam ettiğini bildirmektedir.

10 ﴿