4"Senin için o âhiret, bu dünyadan elbette hayırlıdır." Bundan önce, Allah'ın, Peygamberimizi terk etmediği, ona da tıkmadığı, dünyada vahyin ve ikramın devam edeceği belirtildikten sonra burada da, ahirette kendisine vereceği nimetlerin, dünya nimetlerinden daha büyük olduklarını müjdelemektedir. Zîrâ âhiret nimetleri, ebedîdir ve mudak olarak keder ve üzüntü şaibelerinden temizdir; dünya nimetleri ise, geçicidir ve sıkıntılarla karışıktır. Peygamberimize verilen peygamberlik şerefine, her ne kadar diğer şerefler muadil olamıyorsa ve hiçbir fazilet, ona yaklaşamiyorsa da, fakat dünya peygamberlik hizmetinin ve hükümlerinin yürütülmesi, bir takım ağır sıkıntılardan hâli değildir. Kaldı ki, Peygamberimizin peygamberkginin, ahirette kendisi için hazırlanmış olan, "İnsanların âlemlerin Rabbi huzurunda divan duracakları günde..." âyetinde de belirtildiği üzere Allah'ın huzurunda toplanılacağı gün bütün peygamberlerin ve resullerin önünde olması, ümmetinin bütün ümmetler hakkinda şahit olmaları, onun şefaati sayesinde mü’minlerin derecelerinin, mertebelerinin yükseltilmesi ve ifâdelere sığmayan daha nice yüksek ikramlara göre durumu, matluplara (hedeflere) götüren hazırlık unsurları gibidir. Diğer bir görüşe göre ise, bu âyette âhiretten murat, Peygamberimizin durumunun akıbetidir. Yani ey Resûlüm! Senin irşadının sonu, başlangıcından hayırlı olacaktır; gittikçe kuvvetin artacak ve sen insanlar nazarında yükseleceksin. |
﴾ 4 ﴿