11"Rabbinin nimetini de şükranla andı. " Yani Rabbinin sana bahşettiği nimetlerin şükrünü edâ et; onu duyun; eserlerini ve hükümlerini göster. Bu nimetten murat, Allah'ın Peygamberimize lütfettiği çeşitli nimetler ve ezcümle bundan önceki âyetlerde sayılanlar ve vaat edilenlerdir. Hulâsa: ey Resûlüm! Sen daha önce yetim idin, kaybolmuştun, yoksul idin, sonra Allah, seni barındırdı, seni hidâyete eriştirdi ve seni zengin kıldı. O halde ne olursa olsun, sen, bu üç konuda Allah'ın sana bahşettiği, nimetlerin haklarını sakın unutma; sen de Allah yolunu tut; O, sana ihsanda bulunduğu gibi sen de insanlara ihsanda bulun; bunun için de öncelikle yetime şefkat göster de, onu barındır; dilenciye de merhamet et ve onu güzel karşıla; onu kapından kovma ve Allah'ın bütün nimetlerini de an. Bu nimetlerin en büyüğü peygamberlik olduğuna göre, Allah'ın kendisini hidâyet ettiği gibi, Peygamberimizin de, dalâlette olan insanları hidâyet etmesi ve Allah'ın kendisine kitap ve hikmeti öğrettiği gibi, onun da dinin kurallarım ve hükümlerini öğretmesi kendisine verilen bu emirlere dâhildir. Peygamberimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyet olunduğuna göre şöyle buyurmuştur. "Bir kimse, Duha sûresini okursa, Allah onu, haklarında Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) şefaat etmesine razı olduğu zümreye dâhil eder ve bütün yetimler ve dilenciler sayısının on katı kadar ona sevap yazan" |
﴾ 11 ﴿