3

"O, doğurmamış ve doğrulmamıştır."

Bu kelâm, melekler ve hırıstiyanların Mesîh hakkındaki iftiraları sarahatle iptal etmektedir.

Yani Allah'tan çocuk sâdır olmamıştır; çünkü Allah'ın cinsinden bir şey yoktur ki, o cinsten bir eşi olsun ve ondan çocuk sahibi olabilsin. Nitekim diğer bir âyette de şöyle denilmektedir: "O'nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir ki!" Ve Allah, kendisine yardım edecek veya halefi olacak birine de muhtaç değildir; çünkü O'nun hakkında ihtiyaç ve fena (yok olma) imkânsızdır.

Ve Allah, bir şeyden sâdır olmuş da değildir; çünkü geçmişte de, gelecekte de yokluk, halinin O'na nispet edilmesi, imkânsızdır.

O müşrikler, Allah'ın doğrulmamış olduğunu kabul ettikleri halde bunun da sarahatle belirtilmesi, makabline takrir ve tahkik olması içindir. Zîrâ bu şekilde bu iki hususun (doğurmamak, doğrulmamak) birbirlerine bağlı olduklarına işaret edilmektedir. Çünkü insanlar arasında malum olan, doğuranın, doğrulmuş okluğa ve öyle olmayanın, böyle de olmadığıdır. Ve o müşriklerin, kabul ettikleri O'nun doğrulmamış olması, O'nun doğurmamış olmasını da gerektirmektedir. Bu itibârla bu doğrulmamış cümlesi de, "ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar, "ifâdesinden sonra ona atıf olarak zikredilen "ne de bir an ileri gidebilirler" ifâdesi gibidir. Nitekim tahkiki yerinde geçti.

3 ﴿