56"Ey Mûsa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız, demiştiniz de gözleriniz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı. Ölümünüzden sonra, şükredesfnîz dîye sîzi tekrar diriltmiştik." İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, âyette geçen (.....) kelimesinin apaçık manasına geldiğini söyledi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim bildiriyor: Rabî b. Enes, "Ey Mûsa! «Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız» demiştiniz de gözleriniz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı. Ölümünüzden sonra, şükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiştik" âyetlerini açıklarken şöyle dedi: “Allah'ı apaçık görmek isteyenler, Mûsa'nın seçmiş olduğu yetmiş kişidir. Kendilerini yıldırım çarpınca öldüler, sonra kendilerine takdir edilen ömürlerini yaşamaları için tekrar diriltildiler." Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr, Katâde'nin, âyet hakkında şöyle dediğini bildirir: “O topluluk Allah'ı apaçık görmek istediklerinden dolayı öldürülmek suretiyle cezalandırıldılar. Sonra kalan ömürlerini yaşamaları için Allah onları tekrar diriltti." et-Tastî'nin bildirdiğine göre, Nâfi el-Ezrak, İbn Abbâs'a: “Âyette geçen Sâkia, nedir?" diye sorunca, İbn Abbâs: “Azab manasındadır ve aslı ölüm demektir" cevabını verdi. Nâfi: “Araplar bu kelimeyi kullanır mıydı?" diye sorunca ise İbn Abbâs şöyle karşılık verdi: “Evet, yoksa sen Lebîd b. Rabîa'nın şöyle dediğini duymadın mı? Senin için ölümden korkuyordum Ama azab görmeyeceğinden emindim. |
﴾ 56 ﴿