128"Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et; zira, tövbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin." İbn Ebî Hâtim bildirir: Abdulkerim, âyette geçen (.....) sözünün "Bizi Sana karşı muhlis olanlardan kıl" demek olduğunu söyledi. İbn Ebî Hâtim, Selâm b. Ebî Mutî'nin bu âyet hakkında: “Hazret-i İbrâhim ve Hazret-i İsmâil müslümandı; ama yüce Allah'tan İslam üzere sabit kalmaları için dua etti" demiştir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî, âyette geçen ümmetten kastedilenin Araplar olduğunu söyledi. Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Hâtim ve el-Ezrakî, Mücâhid'den bildiriyor: Hazret-i İbrâhim: “Ey Rabbimiz! Bize ibadet usullerimizi öğret" deyince, Cibrîl gelip onu Kâbe'ye götürdü ve: “Kâbe'nin duvarlarını örüp yükselt" dedi. Hazret-i İbrâhim duvarları örüp bitirince, Cibrîl elinden tutup Safâ tepesine götürdü ve: “Bu, Allah'ın şeairindendir" dedi. Sonra Merve tepesine götürüp: “Bu da Allah'ın şeairindendir" dedi. Sonra onu Mina tarafına götürdü ve Akabe'ye vardıklarında İblis'in ağacın yanında olduğunu gördüler. Cibrîl: “Tekbir getir ve ona taş at" dedi. Hazret-i İbrâhim tekbir getirip taş atınca İblis kalkıp orta cemreye gitti. Cibrîl ve Hazret-i İbrâhim onun hizasına gelince, Cibrîl: “Tekbir getir ve ona taş at" dedi. Hazret-i İbrâhim tekbir getirip taş atınca İblis kalkıp küçük cemreye gitti. Cibrîl, Hazret-i İbrâhim'e: “Tekbir getir ve ona taş at" deyince, Hazret-i İbrâhim tekbir getirip taş attı. Bunun üzerine İblis gitti. İblis, hac usullerine bir şeyler sokuşturmak istedi, ama yapamadı. Cibrîl Hazret-i İbrâhim'in elinden tutarak onu Maş'aru'l-harâm'a götürdü ve: “Burası Maş'aru'l-Harâm'dır" dedi. Sonra onu Arafat'a götürdü ve üç defa: “Bildin mi?" diye sordu. Hazret-i İbrâhim: “Evet" cevabını verince, Cibrîl: “İnsanları hac için çağır" dedi. Hazret-i İbrâhim: “Nasıl çağırayım?" diye sorunca, Cibrîl: “Üç defa: «Ey insanlar! Rabbinize icabet ediniz» diye seslen" cevabını verdi. Hazret-i İbrâhim böyle deyince kullar: “Buyur ey Rabbim buyur!" diye cevap verdiler. O gün bu şekilde cevap veren her kişi hacı olacaktır. İbn Cerîr, İbnu'l-Müseyyeb'den, Hazret-i Ali'nin şöyle dediğini bildirir: “Hazret-i İbrâhim Kâbe'yi inşa etmeyi bitirince: “Bitirdim ey Rabbim! Bize haccın usullerini göster, açıkla ve öğret" dedi. Bunun üzerine Allah ona Cibrîl'i gönderdi ve Cibrîl Hazret-i İbrâhim'e haccı öğretti." Saîd b. Mansûr ve el-Ezrakî'nin bildirdiğine göre Mücâhid: “Hazret-i İbrâhim ve Hazret-i İsmâil yaya olarak hac yaptılar" demiştir. İbnu'l-Münzir, İbn Abbâs'ın şöyle dediğini bildirir: “Makâm, Kâbe'nin içindendi. Hazret-i İbrâhim onun üzerine çıkınca Ebû Kubeys ve Arafat'a kadar olan etrafındaki dağlar ondan fışkırmıştır. Hazret-i İbrâhim'e hac usulleri gösterilip Arafat'a varınca: “Bildin mi?" diye soruldu. O da: “Bildim (Araftu)" cevabını verince oraya Arafat adı verildi. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Ebû Miclez, "Bir zamanlar İbrâhim, İsmâil ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor, şöyle diyorlardı..." âyetinin manasını açıklarken dedi ki: Hazret-i İbrâhim Kâbe'yi inşa edip bitirince, Cibrîl gelip nasıl tavaf yapacağını, Safâ ile Merve arasında nasıl sa'y edeceğini gösterip onu Akabe'ye götürdü. Şeytan karşılarına çıkınca Cibrîl yedi çakıl tanesi aldı ve Hazret-i İbrâhim'e de yedi çakıl tanesi verdikten sonra Şeytana taş atarak tekbir getirdi. Hazret-i İbrâhim'e de: “Taş at ve tekbir getir" dedi. Hazret-i İbrâhim, şeytan gidinceye kadar taş atıp her atışında tekbir getirdi. Sonra orta cemreye geldiklerinde Şeytan yine karşılarına çıktı. Cibrîl yedi çakıl tanesi aldı ve Hazret-i İbrâhim'e de yedi çakıl tanesi verdikten sonra Şeytana kaçıncaya kadar taş attı ve her taş atışında tekbir getirdi. Sonra küçük cemreye geldiklerinde Şeytan yine karşılarına çıktı. Cibrîl yedi çakıl tanesi aldı ve Hazret-i İbrâhim'e de yedi çakıl tanesi verdikten sonra: “Taş at ve tekbir getir" dedi. İkisi de Şeytana kaçıncaya kadar taş attı ve her taş atışında tekbir getirdi. Sonra Minâ'ya geldiler ve Cibrîl: “İnsanlar başlarını burada tıraş ederler" dedi. sonra Cem'e (Müzdelife'ye) geldiler ve Cibrîl: “İnsanlar burada namazlarını cemederek kılarlar" dedi. Sonra Arafat'a vardılar ve Cibrîl: “Bildin mi?" diye sordu. Hazret-i İbrâhim: “Bildim (Araftu)" cevabını verdi. Bu sebeple oraya Arafat adı verilmiştir. el-Ezrakî'nin bildirdiğine göre Züheyr der ki: Hazret-i İbrâhim Kâbe'yi inşa edip bitirince: “Ey Rabbim! Kâbe'yi bitirdim. Bize hac usulerini göster" dedi. Allah, Cibrîl'i gönderdi ve Cibrîl, Hazret-i İbrâhim'le hac yaptı. Kurban bayramı günü gelince İblis karşılarına çıktı. Cibrîl: “İblis'e ufak taşlar at" deyince Hazret-i İbrâhim, İblis'e yedi tane küçük taş attı. Ertesi gün ve üçüncü gün de böyle oldu. Daha sonra Hazret-i İbrâhim, Sebîr (Mekke ile Mina arasında Mekke'ye giderken sağda kalan bir dağ) üzerine çıkarak: “Ey Allah'ın kulları! Rabbinize icabet ediniz" diye seslendi. Züheyr der ki: (O günden bu yana) hep yeryüzünde en az yedi müslüman ve daha fazla müslüman bulunagelmiştir. Bu olmasa yer ve onun üzerindekiler helak edilir. Onun çağrısını ilk kabul edenler ise Yemenliler olmuştur. el-Ezrakî'nin bildirdiğine göre Mücâhid, âyette geçen (.....)sözünden manasının "Bize kurban keseceğimiz yerleri göster" demek olduğunu söyledi. el-Cenedî, Mücâhid'in şöyle dediğini bildirir: Yüce Allah, Hazret-i İbrâhim'e: “Kalk ve Benim için bir ev yap" buyurunca, Hazret-i İbrâhim: “Ey Rabbim! Nereye yapayım?" diye sordu. Allah: “Sana haber vereceğim" buyurup kendisine başı olan bir bulut gönderdi. Bulut: “Ey İbrâhim! Rabbin sana bu bulutun ölçüsünü almanı emrediyor" dedi. Bunun üzerine Hazret-i İbrâhim buluta bakıp ölçüsünü aldı ve işlem bitince bulut: “Ölçüyü aldın mı?" diye sordu. Hazret-i İbrâhim: “Evet" cevabını verince bulut yükseldi ve Hazret-i İbrâhim sağlam zemine oturan bir temel açtı ve Ev'i inşâ etti. Bitirince: “Ey Rabbim! Ev'i inşa ettim. Bize haccın usullerini göster" dedi. Allah ona hac yaptırması için Cibrîl'i gönderdi. Kurban bayramı günü gelince İblis karşısına çıktı. Cibrîl: “Ona taş at!" deyince Hazret-i İbrâhim ona yedi taş attı. İkinci, üçüncü ve dördüncü gün de İblis karşısına çıkınca Hazret-i İbrâhim aynı şeyi yaptı. Sonra Cibrîl: “Sebîr dağına çık!" deyince Hazret-i İbrâhim Sebir'e çıktı ve: “Ey Allah'ın kulları! İcabet ediniz. Ey Allah'ın kulları! İtaat ediniz" diye seslendi. Denizler ötesinde kalbinde zerre ağırlığı kadar iman bulunan herkes onun bu çağrısını işitti ve: “Buyur Allahım buyur! Sana itaat ettik. Allahım! Sana itaat ettik" dediler. Bu söz, Allah'ın Hazret-i İbrâhim'e hac esnasında söylemesini emrettiği sözlerden birisidir. O günden bu yana hep yeryüzünde en az yedi müslüman ve daha fazla müslüman bulunagelmiştir. Bu olmasa yer ve onun üzerindekiler helak edilir. İbn Huzeyme, Taberânî, Hâkim ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da, İbn Abbâs'tan merfu olarak şöyle bildirir: '"Hazret-i İbrâhim hac vazifesini yerine getirmek için gittiğinde Akabe'de Şeytan karşısına çıkınca ona yedi taş attı ve şeytan yerin dibine girdi. Sonra şeytan ikinci cemrenin yanında karşısına bir daha çıktı ve Hazret-i İbrâhim ona yedi taş atınca şeytan yerin dibine girdi. Sonra üçüncü cemrenin yanında karşısına bir daha çıktı. Hazret-i İbrâhim orada da Şeytana yedi taş attı ve şeytan yerin dibine girdi." İbn Abbâs der ki: “Siz Şeytanı taşlamakla babanız İbrâhim'e tâbi olmaktasınız." Tayâlisî, Ahmed, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da bildiriyor: İbn Abbâs der ki: Hazret-i İbrâhim'e nasıl hac yapacağı gösterilince, Safâ ile Merve arasında karşısına şeytan çıktı. Hazret-i İbrâhim onunla yarışıp kendisini yendi. Sonra Cibrîl Hazret-i İbrâhim'i götürüp Minâ'yı gösterdi ve: “Burası insanların develerini çökerttiği yerdir" dedi. Akabe cemresine geldiklerinde karşısına Şeytan çıktı. Hazret-i İbrâhim ona yedi taş atınca ise gitti. Sonra orta cemreye gelince şeytan yine karşısına çıktı. Hazret-i İbrâhim ona yedi taş atınca ise gitti. Sonra küçük cemreye gelince şeytan yine karşısına çıktı. Hazret-i İbrâhim ona yedi taş atınca ise gitti. Sonra Cibrîl kendisini Cem' (Müzdelife) denilen yere götürdü ve: “Burası Meş'aru'l-Harâm'dır" dedi. Sonra kendisini Arafat'a götürdü ve Hazret-i İbrâhim: “Burasını bildim" dedi. Cibrîl: “Burayı bildin mi?" diye sorunca, Hazret-i İbrâhim: “Evet" cevabını verdi. Bu sebeple oraya Arafat denmiştir. Telbiyenin nasıl olduğunu biliyor musun? Hazret-i İbrâhim'e, insanlara hac etmeleri için seslenmesi emredilince dağlara emredildi ve dağlar eğildiler, köyler yükseldiler ve Hazret-i İbrâhim insanlara, hac etmeleri için seslendi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde, âyette geçen: “...bize ibadet usullerimizi göster..." sözünü açıklarken şöyle dedi: “Allah onlara, Arafatta vakfe yapmayı, Cem'den ifâda yapmayı, şeytan taşlamayı, Kâbe'yi tavaf etmeyi ve Safâ ile Merve arasında sa'yetmeyi öğretti." |
﴾ 128 ﴿