192

"Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizî çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram ın yanında, onlar savaşmadıkça sîz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İnkar edenlerin cezası böyledir. Vazgeçerlerse onları bağışlayın; şüphesiz Allah bağışlar ve merhamet eder."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî):

“Onları bulduğunuz yerde öldürün..." âyetini açıklarken:

“Yüce Allah'ın burada kastettiği kişiler müşriklerdir" demiştir.

Tastî'nin bildirdiğine göre Nâfi' b. el-Ezrak, İbn Abbâs'a: ifadesinin anlamını sorduğunda, İbn Abbâs:

“Bulduğunuz yerde, anlamındadır" demiştir. Nâfi':

“Peki, Araplar öylesi bir ifadeyi bilir mi ki?" diye sorunca, İbn Abbâs şu karşılığı vermiştir:

“Tabi ki bilirler. Şair Hassân'ın:

"Cezîme kabilesinden Luey oğullarım bulduğun yerde

Onları öldürmen bilmelisin ki şifanın kendisidir" dediğini duymadın mı?"

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebu'l-Âliye:

“...Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür..." âyetini açıklarken:

“Burada fitneden kasıt şirktir ve adam öldürmekten de daha kötüdür" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebû Mâlik:

“...Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür..."  âyetini açıklarken:

“Sizin içine gireceğiniz bir fitne, adam öldürmekten daha kötü ve ağır olacaktır" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Müminin irtidat edip tekrar putperestliğe dönmesi, öldürülüp yok edilmesinden daha kötü ve ağırdır."

Abd b. Humeyd'in Ebû Bekr b. Ayyâş'tan bildirdiğine göre Âsim şöyle demiştir: (.....) âyetinde, tüm fiillerdeki (.....) harfleri (elif) harfi ile okunur. Ancak son fiil olan (.....) fiilindeki (.....) harfi (.....) harfi olmadan okunur."

Abd b. Humeyd, Ebu'l-Ahvas'tan bildiriyor:

“Ebû İshâk'ın bu âyette geçen bütün fiillerdeki  (.....) harflerini (elif) harfi olmadan okuduğunu işittim."

Abd b. Humeyd, A'meş'ten bildiriyor:

“Abdullah (b. Mes'ûd)'un öğrencileri bu âyette geçen bütün fiillerdeki (.....) harflerini (elif) harfi olmadan okurlardı."

İbn Ebî Şeybe, Ebû Dâvud, en-Nâsih'de ve İbn Cerîr, Katâde'den bildiriyor:

“...Mescid-i Haram'ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın..." âyetiyle Yüce Allah, savaşı karşı taraf başlatmadıktan sonra Müslümanların bu bölge içinde savaşmamaları emredilmiştir. Ancak sonradan nazil olan:

“Fitne tamamen yok edilinceye ve din de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın..." âyetiyle bu âyetin hükmü neshedildi.

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, Ebû Dâvud, en-Nâsih'de ve en-Nehhâs, en- Nâsih'de Katâde'den bildiriyor: Önceleri savaş konusunda:

“...Mescid-i Haram'ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın..." âyeti ile:

“Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki:

“O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır..." âyetlerinin hükmü dikkate alınırdı. Ancak Tevbe Sûresi'ndeki:

“Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün..." ve:

“...Fakat müşrikler sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın..." âyetleriyle bu konuda daha önceki iki âyetin hükmü neshedildi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“Vazgeçerlerse onları bağışlayın..." âyetini açıklarken:

“Vazgeçmekten kasıt tövbe etmeleridir" demiştir.

192 ﴿