239

"Eğer (bîr tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek özerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da, Allah'ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın)."

Mâlik, Şâfiî, Abdurrezzâk, Buhârî, İbn Cerîr ve Beyhakî, Nâfi vasıtasıyla bildiriyor: İbn Ömer'e korku namazı sorulduğu zaman şöyle derdi:

“İmam ve bir grup kalkıp bir rekat namaz kılarlar. Bu sırada namaz kılmayan diğer grup namaz kılanlarla düşman arasında bulunur. Bu grup bir rekat namaz kıldığında selam vermeden namaz kılmayanların yerine geçerler. İkinci grup da imamın arkasına gelip bir rekat namaz kılarlar ve imam iki rekat kılmış olarak gider. İmam gittikten sonra her iki grup da kendi başlarına birer rekat daha kılarlar. Böylece her iki grup da iki rekat kılmış olur. Eğer bundan daha şiddetli bir korku varsa her kişi kendi kendine ayakta (secde etmeden) veya bineği üzerinde namazını kılar. "...Veya binek üzerinde kılın..." âyeti kıbleye dönerek veya dönmeyerek namazı kılabileceğini göstermektedir." Nâfi:

“Bence, İbn Ömer bunu Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) nakletmiştir" dedi.

İbn Ebî Şeybe, Müslim ve Nesâî'nin, Nâfi vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Ömer şöyle anlatır:

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün korku namazını şöyle kıldırdı: Bir grup kendisiyle beraber namaza kalktı, bir grup da düşman karşısında kaldı. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisiyle beraber olan grupla bir rekat kıldıktan sonra, bu grup geri çekildi ve diğer grup geldi, onlarla da bir rekat kıldı. Sonra her iki grup da kendi kendilerine birer rekat daha kıldılar." İbn Ömer şöyle devam etti:

“Eğer bundan daha şiddetli bir korku varsa kendi kendine binek üzerinde veya yaya iken ima ile (işaret ederek) namazını kıl."

İbn Mâce, Nâfi vasıtasıyla İbn Ömer'den naklediyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) korku namazı konusunda şöyle buyurdu:

“İmam kendisiyle beraber olan grupla bir rekat kılar. Bu sırada diğer grup düşman karşısında bulunur. Komutanlarıyla bir rekat kılanlar düşman karşısına çekilir ve diğer grup komutanlarıyla gelip bir rekat kılarlar. Komutanları namazını tamamlamadan gider. Sonra her iki grup da kendi kendilerine birer rekat daha kılarlar. Eğer bundan daha şiddetli bir korku varsa: «...Yaya veya binek üzerinde...»kılınır. "

Bezzâr, İbn Ömer'den şöyle bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Düşmanla savaşırken kişi hangi yöne dönük olursa olsun namaz bir rekattır. Eğer öyle kılarsa namazı eda etmiş olur ve o namazı tekrar etmesine gerek yoktur. "

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Eğer korkarsanız, yaya olarak veya binek üzerinde kılın..." âyeti hakkında:

“Süvari bineği üzerinde, yaya olan da yürürken namazını kılar" dedi. "Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da, Allah'ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın)" âyetini açıklarken de:

“Yüce Allah'ın size, süvârinin bineği üzerinde, yaya olanın da yürürken namazını kılabileceğini öğretmesidir" dedi.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Câbir b. Abdillah şöyle dedi: Kişi düşmanla savaşırken yönü ne tarafa olursa olsun ima ile başıyla (işaret ederek) namazını kılsın. "...Yaya olarak veya binek üzerinde kılın..."' âyeti bunu ifade etmektedir.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyeti hakkında şöyle dedi:

“Savaşta Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbına korku düştüğü zaman, kişi binekte de olsa, yaya da olsa her yöne namaz kılabilir. Veya gücünün yettiğince namazını ima ile başıyla veya diliyle zikrederek kılabilir."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde der ki:

“Korku olduğu zaman, binmişte olsan yaya da olsan, yön olarak kıbleyi gözetmeksizin her yöne ima ile namaz kılmanı Yüce Allah sana caiz kılmıştır."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Bu, düşman karşısında olunduğu zamandır. Süvâri de, yaya olan da yönü ne tarafa olursa olsun ima ile namazını kılabilir. Bu durumda bir rekat kılmak da yeterlidir."

İbn Ebî Şeybe ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“(Kişi korku anında) yönü ne tarafa olursa olsun iki rekat kılar, eğer buna gücü yetmezse bir rekat kılar, buna da gücü yetmezse bir tekbir getirir" dedi.

Abd b. Humeyd bildiriyor: İbn Abbâs:

“Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın..." âyetini açıklarken:

“Ayrı ayrı birer rekattır" dedi.

Ebû Dâvud'un bildirdiğine göre Abdullah b. Uneys şöyle dedi: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni, Ürene veya Arafat taraflarında bulunan Hâlid b. Süfyan el-Huzelî'ye gönderip:

“Git onu öldür!" buyurdu. Hâlid b. Süfyân el-Huzelî'yi gördüğümde ikindi namazı vakti olmuştu. Aramızda ikindi namazını geciktirecek bir şeylerin olmasından korkarım deyip (karanlıkta) ima ile namaz kılarak kendisine doğru yürümeye başladım. Ona yaklaştığımda:

“Sen kimsin?" diye sordu. Ona:

“Ben Araplardan biriyim, duyduğum kadarıyla bu kişiye (Resûlullah'a) karşı adam topluyormuşsun. Bunun için gelmiş bulunmaktayım" dediğimde:

“Evet, dediğin gibi" karşılığını verdi. Onunla bir müddet yürüdüm, fırsatını bulunca da kılıcımı çektim ve öldürene kadar darbe indirdim."

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İbrâhîm(-i Nehaî):

“Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın..." âyetini açıklarken:

“Hücum anında namaz vakti gelirse yönün ne tarafa olursa olsun ima ile namazını kıl ve secdeyi rükûdan biraz daha fazla eğilerek yap" dedi.

Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre Katâde:

“...Yaya olarak veya binek üzerinde kılın..." âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Bu (düşmanla) vuruşma anındadır. Yürürken veya koşarken veya binek üzerinde iken, yönün ne tarafa olursa olsun ima ile bir rekat namaz kılınır."

Tayâlisî, Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Abd b. Humeyd, Nesâî, Ebû Ya'lâ ve Beyhakî'nin, Sünen'de bildirdiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî anlatıyor: Hendek savaşında Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber idik. Allah bize yardım edip zaferi kazanıncaya kadar öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kılamadık. Yüce Allah'ın:

“...Ve Allah, savaşta mü'minlere (onları gâlip kılarak) kâfi geldi..." âyeti bu zaferden bahsetmektedir. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) emri üzere Bilal her namaz vakti için ayrı ayrı kamet getirdi. Bu olay:

“Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın..." âyeti inmeden önceydi.

Vekî ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Güvenliğe kavuşunca da âyeti hakkında:

“Seferilikten çıkıp ikamet ettiğiniz yere gelmeniz kastedilmektedir" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Zeyd bu âyet hakkında:

“Güvenliğe girdiğiniz zaman namazı size farz kılındığı gibi (normal) kılın. O, korku geldiği zaman verilen bir ruhsattır" dedi.

239 ﴿