6

"Elif, Lâm Mîm. Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, Hayy ve Kayyûm'dur. O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu kitabı hak ile indirdi. Daha önce insanlara hidayet olarak Tevrat'ı ve İncil'i de yine O indirmişti.. Evet bu Furkan'ı da O indirdi. Gerçek şu ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardır. Allah çok güçlüdür, intikamını alır. Şu da kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. Sizi, rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O dur. Kendisinden başka tanrı olmayan, şan, şeref ve hikmet sahibi olan Odur."

İbnu'l-Enbârî, Mesâhifte, Ubey b. Ka'b'ın bu (ilk) âyeti (.....) şeklinde okuduğunu bildirir.

Abd b. Humeyd, Mücâhid'den bildiriyor:

“Kayyûm" kelimesi her şeyi gözeten mânâsındadır.

Ebü Ubeyd, Saîd b. Mansûr ve Taberânî, İbn Mes'ûd'un bu âyeti: (.....) şeklinde okuduğunu bildirir.

Ebû Ubeyd, Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Ebî Dâvud, İbnu'l-Enbârî, Mesâhifte, İbnu'l-Münzir ve Hâkim, Hazret-i Ömer'den bildiriyor: O yatsı namazını kıldı ve okumaya Âl-i İmrân sûresinden başlayarak: (.....) şeklinde okudu.

İbn Ebî Dâvud, A'meş'ten bildiriyor: Bu âyet Abdullah'ın kıraatında (.....) şeklindedir.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Enbârî'nin bildirdiğine göre Alkame bu âyeti (.....) şeklinde okurdu.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Enbârî, Ebû Ma'mer'den bildiriyor: Alkame'nin bu âyeti (.....) şeklinde okuduğunu işittim. Abdullah'ın öğrencileri de (.....) şeklinde okurlardı.

İbn Ebî Şeybe, Musannef’te, Âsim b. Kuleyb'ten, o da babasından bildiriyor: Hazret-i Ömer, cuma hutbesini verdiği zaman Âl-i İmrân sûresini okumayı severdi.

İbn İshâk, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir Muhammed b. Câfer b. ez- Zübeyr'den bildiriyor: Necrân'dan on dördü eşraftan olmak üzere altmış kişilik binekli bir heyet Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına geldi. Onlardan Ebû Hârise b. Alkame, Âkib, Abdu'l-Mesîh ve Elhem es-Seyyid, Resûlullah(sallallahü aleyhi ve sellem) konuşturdu. Bunlar kırallarınnı dini üzere Hıristiyan idiler. Onlar ihtilafa düşmüş oldukları konuda, kimi:

“(Hazret-i İsa için) O Allah'tır" diyor, kimi:

“O Allah'ın oğludur" diyor, kimi de:

“O üç ilahın üçüncüsüdür" diyordu. Bu Hıristiyanların deyişiydi. "O Allah'tır diyenler delil olarak:

“O Allah'tır.

Çünkü o ölüleri dirilten, hastaları iyileştiren ve gaybtan haber verendir. O çamuru kuş gibi yapar, sonra ona üflediğinde o gerçek kuş olurdu. Bunların hepsi insanlara delil olsun diye Allah'ın izniyle olmaktadır" dediler. "O Allah'ın oğludur" diyenler ise:

“O, Allah'ın oğludur. Çünkü onun belli bir babası yoktur ve beşikte iken konuşmuştur. Hiç bir Âdemoğlu böyle bir şey yapmamıştır" dediler. Onun üç ilahtan üçüncüsü olduğunu iddia edenler de:

“Yüce Allah: «Yaptık, emrettik, yarattık ve hükmettik» buyurmaktadır. Eğer Allah bir kişi olsaydı o mutlaka: «Yaptım, emrettim, hükmettim ve yarattım» derdi. Fakat bunlar Allah, İsa ve Meryem'dir" dediler. Bunların öyle deyişi üzerine Kur'ân indi ve Yüce Allah, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) onların söylemiş oldukları şeyleri zikretti. Resûlullah(sallallahü aleyhi ve sellem), iki bilgin konuşturduğunda, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara:

“Müslüman olun" dedi. Onlar da:

“Biz senden önce Müslüman olduk" dediklerinde, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Yalan söylediniz. Sizin Allah'a çocuk isnâd etmeniz, haça tapmanız ve domuz eti yemeniz Müslüman olmanıza engeldir" buyurdu.

Onlar:

“Ey Muhammed! Onun babası kimdir?" dediklerinde, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) sustu ve cevap vermedi. Bunun üzerine Yüce Allah onların ihtilafa düştükleri konu hakkında, Âl-i İmrân suresinin başından itibaren seksen küsur âyet kadar indirdi. Yüce Allah bu sûreye, kendisini onların iddia ettiklerinden tenzih ederek başladı. Bir olduğunu ve yarattıklarından herhangi bir ortağı olmadığını bildirerek onların uydurdukları inkârcılığı, onun ortağı olduğunu söylemelerini reddetti ve onların sapıklık içinde olduklarını beyan edip:

“Elif, Lam, Mim. Allah, Ondan başka tanrı olmayan Hayy ve Kayyûm olan Allah'" buyurdu. Burada da şu kastedilmektedir:

“Onun işlerinde bir ortağı yoktur. O ölmeyendir, oysa İsa (aleyhisselam) dediklerine göre öldü. Yüce Allah kendi zatıyla kaimdir, onun fâni olma durumu yoktur. Oysa İsa (aleyhisselam) fâni olmuştur.

İbn İshâk Muhammed b. Sehl b. Ebî Umâme'den bildiriyor:

“Necrân ahalisi Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına İsa b. Meryem'i sormaya geldiğinde onlar hakkında Âl-i İmrân sûresi, başından 80. âyetine kadar indi.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Rabî'den bildiriyor: Hıristiyanlar Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gelip İsa b. Meryem hakkında kendisiyle tartıştılar. Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Babası kimdir?" diye sorup Allah'a karşı iftirada bulunarak yalan sözler söylediler. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara:

“Siz her çocuğun kendi babasına benzediğini bilmiyor musunuz?" dedi. Onlar:

“Evet (biliyoruz)" karşılığını verdiler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Rabbimizin diri, ölümsüz olduğunu ve İsa'nın fâni olacağını bilmiyor musunuz?" dedi. Onlar yine:

“Evet (biliyoruz)" karşılığını verdiler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Rabbimizin her şeyi yönetip idare ettiğini onları koruyarak rızık verdiğini bilmiyor musunuz?" diye sorunca:

“Evet (biliyoruz)" dediler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Peki, İsa bunlardan bir şeye sahip midir?" deyince:

“Hayır (değildir)" dediler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Peki, yeryüzünde ve gökyüzünde Yüce Allah'a hiçbir şeyin gizli kalmadığını bilmiyor musunuz?" dedi. Onlar:

“Evet (biliyoruz)" deyince:

“Peki, İsa kendisine öğretilenler dışında yeryüzü ve gökyüzünde olanlar hakkında bir şey biliyor mu?" dedi. Onlar:

“Hayır (bilmiyor)" karşılığını verdiler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Yüce Allah, İsa, ana rahmindeyken ona istediği gibi şekil verdi. Rabbimizin yemek yemediğini, bir şey içmediğini ve bizler gibi ihtiyaç giderme durumunun olmadığını bilmiyor musunuz?" diye sorunca da:

“Evet (biliyoruz)" dediler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Peki, annesinin İsa'ya her kadın gibi hamile kaldığını, sonra da diğer kadınların doğurması gibi onu doğurduğunu, İsa'nın her çocuğun beslendiği gibi beslendiğini, sonra onun yemek yediğini, içecek içtiğini ve ihtiyaç sahibi olduğunu bilmiyor musunuz?" diye sordu. Onlar:

“Evet (biliyoruz)" deyince de:

“Öyleyse bu nasıl sizin iddia ettiğiniz gibi (tanrı) olabilir?" dedi. Onlar gerçeği anladılar, ancak kabul etmeyip inkâr ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Elif, Lam, Mim. Allah, Ondan başka tanrı olmayan Hayy ve Kayyûm olan Allah'" âyetlerini indirdi.

Saîd b. Mansûr ve Taberânî, İbn Mes'ûd'un bu âyeti (.....) şeklinde okuduğunu bildirirler.

İbn Cerîr, Alkame'nin bu âyeti (.....) şeklinde okuduğunu bildirir.

Firyâbî, Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“Kendisinden önceki kitapları tasdik eden hak Kitab'ı sana indirdi...'" âyetini açıklarken:

“Burada kendisinden önceki kitaplar veya peygamberler kastedilmektedir" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî):

“...Tasdik eden hak Kitab'ı sana indirdi..." âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Delil olarak Nuh'a, İbrâhim'e ve Hûd'a (aleyhimusselam) ve peygamberlere indirilenler kastedilmektedir."

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“...Tasdikeden hak Kitab'ı sana indirdi..." âyetini açıklarken:

“Kur'ân kendisinden daha önce indirilen kitapları tasdik edendir" dedi. "...Önceden insanlara yol gösterici olarak Tevrat ve İncil'i de indirmişti..." âyeti hakkında ise:

“Bunlar içinde, ona inanıp, onunla amel edecekler için Allah'tan delil ve koruma olan, Yüce Allah'ın indirmiş olduğu iki kitaptır" dedi. "...O, doğruyu yanlıştan ayıran Kitab'ı indirdi..." âyetini açıklarken de:

“Kur'ân'la, hakla batılın arasını ayırıp, helali helal, haramı da haram kılmış, kanunlarını koyup ceza hükümlerini bildirmiş, farzları emredip delillerini göstermiş ve kendisine itaati emredip ma'siyeti yasaklamıştır" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Muhammed b. Câfer b. ez-Zübeyr:

“...Tasdik eden hak Kitab'ı sana indirdi..." âyetini açıklarken:

“Bazı grupların İsa (aleyhisselam) hakkında ve başka şeylerde ihtilaf ettikleri hususta hakkı batıldan ayırmıştır" dedi. "...Doğrusu Allah'ın âyetlerini inkar edenler için şiddetli azab vardır. Allah güçlüdür, mazlumların öcünü alır"  âyeti hakkında ise:

“Yüce Allah, âyetlerini öğrenip bildikten sonra kendi katından gelenleri inkâr eden kişilerden öcünü alır" demiştir. "...Şüphesiz gökte ve yerde hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz" âyetini açıklarken ise:

“Onların istediklerini, hilelerini, İsa'yı (aleyhisselam) iddialarıyla ilah ve Rabbe benzetmelerini bilmektedir. Hâlbuki onların bildiği de öyle değildir. Fakat Allah'ı aldatıp onu inkâr etmektedirler" dedi. "...Ana rahminde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur...'" âyeti hakkında İse:

“İsa (aleyhisselam) da kendilerine rahimde şekil verilenlerdendir. Onlar İsa'ya (aleyhisselam), başka Âdemoğluna şekil verildiği gibi şekil verildiğini kabul etmeyip inkâr etmemektedirler. O, öylesi bir konumda iken nasıl olur da ilah olabilir?" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd:

“...Ana rahminde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur..." âyeti hakkında:

“Burada erkek veya dişi olması kastedilmiştir" dedi.

İbn Cerîr'in Süddî vasıtasıyla bildirdiğine göre Ebû Mâlik, Ebû Sâlih, İbn Abbâs, Murra, İbn Mes'ûd ve ashâbtan bazıları:

“...Ana rahminde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur..." âyetini açıklarken şöyle demişlerdir:

“Nutfe ana rahmine düştüğü zaman kırk gün bedende dolaşır. Sonra kırk gün bir pıhtı olarak kalır. Sonra da kırk gün boyunca bir et parçası olarak kalır. Yaratılma zamanına geldiği vakit Yüce Allah ona şekil verecek meleği gönderir. Melek iki parmağı arasında toprak getirir ve bu toprağı o et parçasına karıştırıp onu toprakla yoğurur, sonra da kendisine verilen emir üzere ona şekil verir. Sonra melek:

“Bu erkek mi dişi mi, cehennemlik mi, cennetlik mi olacak? Rızkı nedir, ömrü ne kadardır ve başına gelecek musibetler nelerdir?" diye sorar. Yüce Allah bunları söyler, melek te yazar. Bu kişi ölünce de cesedi o toprağın alınmış olduğu yere defnedilir."

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“...Ana rahminde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur..." âyetini açıklarken:

“Erkek, dişi, kırmızı, beyaz, siyah, bedeni tam veya eksik, dilediği gibi şekillendirmesi mânâsındadır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebu'l-Âliye:

“...Güçlüdür, Hakim'dir" âyetini açıklarken:

“O, intikam alacak olursa intikamında güçlüdür ve işlerine hâkimdir" demiştir.

6 ﴿