28"Müminler, müminleri bırakıp kafirleri dost edinmesinler; kim böyle yaparsa Allah katında bir değeri yoktur, ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır. Allah sizi Kendisiyle korkutur, dönüş Allah'adır." İbn İshâk, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Haccâc b. Amr; Ka'b b. el-Eşref, İbn Ebî Hukayk ve Kays b. Yezîd'in anlaşmalısıydı. Bunlar, fitneye düşürme niyetiyle Ensâr'dan bir grupla dostluk oluşturdular. Rifâa b. el-Münzir, Abdullah b. Cübeyr ve Sa'd b. Haysem bu gruba: “Yahudilerden olan bu gruptan uzak durun ve onlarla dostluk kurmaktan sakının. Bunlar sizi dininizde fitneye düşürecektir" dediler. Onlar da bunu kabul etmediler. Bunun üzerine Yüce Allah: “Müminler, müminleri bırakıp kafirleri dost edinmesinler; kim böyle yaparsa Allah katında bir değeri yoktur, ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır. Allah sizi Kendisiyle korkutur, dönüş Allah'adır. De ki: “İçinizde olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerde olanları da, yerde olanları da bilir. Allah her şeye Kadir'dir'" âyetlerini indirdi. İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Ali (b. Ebî Talha) vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildiriyor: Müminler, müminleri bırakıp ta kâfirlere yumuşak davranarak onlardan yardım almasınlar. Kafirler kendilerinden kuvvetli ise, onlara yumuşak davranırlar; ancak dinlerinde onlara uymazlar. Yüce Allah'ın: “...Ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır..." âyeti de bu anlamdadır. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: “...Kim böyle yaparsa Allah katında bir değeri yoktur..." âyetini açıklarken: “Yüce Allah böyle yapan kişiden beridir" dedi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Avfî vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır..." âyetini açıklarken şöyle dedi: “Takiyye ancak dil ile olur. Kişi, Allah'a ma'siyet olan bir şeyi insanlardan olan korkusundan dolayı söyleme durumunda olursa, kalbi de imanda mutmain ise bunda ona bir zarar yoktur. Takiyye ancak dil ile olur. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Hâkim ve Beyhakî'nin, Sünen'de, Atâ (b. Ebî Rebâh) vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır..." âyeti hakkında şöyle dedi: “Takiyye kalbi iman ile mutmain olması halinde din hakkında aykırı şeyler söylemektir. Ancak, öldürme gibi elle yapılan ameller veya küfür veya haram amel işlemeksizin yapılabilir. Bu konuda bir mazeret yoktur." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır..." âyetini açıklarken: “Dünya hayatında onlara karşı gösteriş yapıp, kalpte ve amelde muhalif olmaktır" dedi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Ebu'l-Âliye'nin bu âyet hakkında: “Takiyye ancak dil ile yapılır, amelle yapılamaz" dediğini bildirir. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Katâde'nin: “...Ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır..." âyetini açıklarken şöyle dediğini bildirir: “Ancak aranızda akrabalık bağı olan kafirler bunun dışındadır. Onlara akrabalığın gerektirdiği ilgiyi gösterebilirsiniz." Abd b. Humeyd, Hasan'ın: “Takiyye kıyamet gününe kadar caizdir" dediğini bildirir. Abd b. Humeyd, Ebû Recâ'nın bu âyeti (.....) şeklinde okuduğunu bildirir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde bu âyeti (.....) şeklinde (.....) harfi ile okurdu. Abd b. Humeyd, Ebû Bekr b. Ayyâş vasıtasıyla bildiriyor: Âsim bu âyeti (.....) şeklinde (elif) harfi ile okuyup, (te) harfini de ötre ile okumuştur. |
﴾ 28 ﴿