47

"O, sâlihlerden olarak beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara (peygamber sözleri ile) konuşacak. Meryem: «Rabbim! Bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur?» deyince Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece «Ol!» der; o da oluverir."

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, İbn Cüreyc vasıtasıyla bildiriyor: Bana İbn Abbâs'ın:

“Mehd" süt emen çocuğun yattığı yerdir" dediği söylendi.

Buhârî ve İbn Ebî Hâtim'in, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Beşikte iken sadece üç kişi konuşmuştur. Birincisi Hazret-i İsa'dır. İkincisi şöyledir: İsrâil oğulları zamanında Cüreyc denilen rahip bir kişi vardı. Bir defasında namaz kılarken annesi gelmiş kendisini çağırmıştı. O da namazı bozup cevap verip vermemede tereddüt edince, annesi: «Allahım! Ona fahişe kadınların yüzlerini göstermedikçe canını alma» diye beddua etti. O manastırında iken kadının biri yanına geldi ve kendisiyle konuştu. O, bunu kabul etmeyip reddetti. Kadın gidip bir çobanla beraber oldu ve ondan bir çocuk doğurdu. Bu çocuğun Cüreyc'ten olduğunu iddia etti. Bunun üzerine gidip onu manastırını yıktılar ve onu yerinden indirerek ona sövgüde bulundular. Cüreyc abdest alıp namaz kıldıktan sonra çocuğa gidip: «Baban kimdir ey çocuk?» dedi. Çocuk: «Babam çobandır» cevabını verince (ona söven kişiler) kendisine: «Sana manastırını altından yapalım» dediler. O: «Hayır, mutlaka çamurla yapılacaktır» karşılığını verdi.

Üçüncüsü de şöyledir: İsrâil oğullarından olan çocuğunu emziren kadın, yakışıklı bir süvari görünce: «Allahım! Oğlumu bunun gibi güzel kıl!» diye dua etti. Çocuk annesinin göğsünü emmeyi bırakıp adama dönerek «Allahım! Beni bunun gibi yapma!» dedi ve tekrar emmeye devam etti. Sonra bazı kişiler tarafından sürüklenen bir cariye ile karşılaştılar ve kadın: «Allahım! Oğlumu bunun gibi kılma» dedi. Çocuk yine kadının göğsünü bırakarak: «Allahım! Beni bunun gibi kıl» dedi. Annesi: «Niye öyle diyorsun?» deyince, çocuk: «O süvari zalim biriydi. Bu cariye ise kendisine "zina ettin" diyorlar, o:

“Allah bana yeter" diyor. Ona "hırsızlık ettin" diyorlar, o yine:

“Allah bana yeter diyor"» karşılığını verdi.

Ebu'ş-Şeyh ve Hâkim'in, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Beşikte İken Sadece Isa (aleyhisselam), Yusuf'un (aleyhisselam) şahidi, Cüreyc'in sahibi ve Firavunun (kızının) berberinin oğlu konuşmuştur" dedi.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: (.....) âyetini açıklarken:

“O, insanlarla, beşikte iken de, yetişkin iken de konuşacaktır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in, Dahhâk vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: kelimesini açıklarken:

“Otuz ile elli yaş arası kastedilmektedir" dedi.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) ağırbaşlı mânâsındadır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Yezîd b. Ebî Habîb: (.....) sabrın doruğu mânâsındadır" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Zeyd bu âyet hakkında şöyle dedi:

“İsa (aleyhisselam) insanları beşikte iken konuşturmuştu. O, Deccal'ı öldüreceği zaman onları tekrar konuşturacaktır. Ancak ozaman yetişkin biri olacaktır.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Muhammed b. Câfer b. ez-Zübeyr:

“...Allah dilediğini böylece yaratır. Bir işin olmasını dilerse ona ol der ve olur" âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Yüce Allah dilediğini yapar, insan veya başka şeylerden dilediğini de yaratır. Zira Yüce Allah dilediğini dilediği şekilde yaratır ve o şey istediği gibi olur."

47 ﴿