64"De ki: «Ey Kitâb ehli! Ancak Allah'a kulluk etmek, O na bir şeyi eş koşmamak, Allah'ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin». Eğer yüz çevirirlerse: «Bizim Müslüman olduğumuza şahid olun» deyin." İbn Ebî Şeybe, Müslim, Ebû Dâvud, Nesâî ve Sünen'de Beyhakî, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazının ilk rekatında: “Allah'a, bize gönderilene, İbrâhîm'e, İsmâîl'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına gönderilene, Musa ve İsa'ya verilene, Rableri tarafından peygamberlere verilene, onları birbirinden ayırt etmeyerek inandık, biz O'na teslim olanlarız" deyin" âyetini, ikinci rekatında ise: “Ancak Allah'a kulluk etmek, O'na bir şeyi eş koşmamak, Allah'ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin" âyetini okurdu. Abdurrezzâk, Buhârî, Müslim, Nesâî ve İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Ebû Süfyân'ın bana anlattığına göre Heraklius, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mektubunu istedi ve onu okumaya başladı. Mektup şöyleydi: "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. Allah'ın Resûlü Muhammed'den, Roma büyüğü Hirakl'e! Doğru yolda gidenlere selam olsun! Derim ki: «Seni İslam daveti ile davet ediyorum. Müslüman olursan kurtuluşa erersin. Müslüman olursan Allah sana ecrini iki kat verecektir. Eğer bu davete yüz çevirirsen çiftçilerin günahları senin üstünedir.»" Mektupta "...Ey Kitap ehli! Ancak Allah'a kulluk etmek, O'na bir şeyi eş koşmamak, Allah'ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin". Eğer yüz çevirirlerse: «Bizim Müslüman olduğumuza şahid olun» deyin"' âyeti de bulunmaktaydı. Taberânî, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), kâfirlere yazdığı mektupta: “Ey Kitâb ehli! Ancak Allah'a kulluk etmek, O'na bir şeyi eş koşmamak, Allah'ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin". Eğer yüz çevirirlerse: «Bizim Müslüman olduğumuza şahid olun» deyin" âyetini de yazmıştı. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: “Ey Kitâb ehli! Ancak Allah'a kulluk etmek, O'na bir şeyi eş koşmamak, Allah'ı bırakıp birbirimizi rab olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin". Eğer yüz çevirirlerse: «Bizim Müslüman olduğumuza şahid olun» deyin" âyetini açıklarken şöyle dedi: “Bana şöyle haber verildi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine halkının Yahudi'lerini lanetleşmek için davet etti. Ancak onlar bunu kabul etmeyince, onlar cizyeyi kabul edene kadar Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendileriyle mücadele etti. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr bildiriyor: Katâde der ki: Bize anlatıldığına göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine Yahudilerini ortak kelimeye davet etti. Onlar İbrâhim'in (aleyhisselam) Yahudi olarak öldüğünü iddia ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah onları yalanlayarak: “Ey Kitâb ehli! İbrâhîm hakkında niçin tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de şüphesiz ondan sonra indirilmiştir. Akletmiyor musunuz?" buyurdu. İbn Cerîr, Rabî'den bildiriyor: Bize anlatılana göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahudileri eşit/ortak kelimeye davet etmiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Muhammed b. Câfer b. ez-Zübeyr: “De ki: Ey Ehl-i Kitab; hepiniz, sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin..."" âyetini açıklarken: “Necrân ahalisini insafa davet ederek (İsa (aleyhisselam) hakkındaki) tartışmalarını bitirdi. İbn Cerîr, Süddî'den bildiriyor: Sonra Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Necrân'lı heyeti eşit/ortak kelimeye davet etti ve: “De ki: Ey Ehl-i Kitab; hepiniz, sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin. Allah'dan başkasına kulluk etmeyelim. O'na hiçbir şeyi eş koşmayalım. Ve Allah'ı bırakıp da kimimiz, kimimizi Rab edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse; o vakit «Şahid olun ki biz, Müslümanız» deyin" âyetini okudu. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: “"De ki: Ey Ehl-i Kitâb; hepiniz, sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin" âyetini açıklarken: “Burada adalet kastedilmektedir" dedi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Rabî'den bunun aynısını rivayet ettiler. Tastî, Mesâil'de, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Nâfî b. el-Ezrak ona: “...Sizinle bizim aramızda eşit olan bir kelimeye gelin" âyetini sorunca: “Burada adalet kastedilmektedir" dedi. Araplar bu ifadeyi biliyor mu?" diye sorduğunda: “Evet biliyor, şâirin: "Buluştuk ve eşit olarak hükmetik Fakat haller halleri değiştiriyor" dediğini işitmedin mi?" karşılığını verdi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre, Ebu'l-Âliye: “Eşit" kelimesi: "Lâ ilahe illallah" demektir" dedi. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Eşit olan bir kelimeye gelin" âyeti: “Lâ ilahe illallah" anlamındadır" dedi. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: “...Allah'ı bırakıp da kimimiz, kimimizi Rab edinmesin..." âyetini açıklarken şöyle dedi: “Allah'a ma'siyette birbirimize uymayalım, mânâsındadır. Bu şekilde rab edinmek insanların lider ve komutanlarına secde etmeseler dahi ibadetler dışında onlara itaat etme şeklindedir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime: “...Allah'ı bırakıp da kimimiz, kimimizi Rab edinmesin..." âyetini açıklarken: “Kişilerin birbirini rab edinmesi, birbirlerine secde etmesidir" dedi. |
﴾ 64 ﴿