68

"Şüphesiz, insanların İbrâhîm'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. Allah da mü'mınlerin dostudur." 

Abd b. Humeyd, Şehr b. Havşeb vasıtasıyla İbn Ğanm'den bildiriyor: Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı Necâşi'ye gittiği zaman, Amr b. el-Âs ve Umâre b. Ebî Muayt peşlerinden gittiler. Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbına ithamlarda bulunarak onları öldürmek istiyorlardı. Bunlar Necâşiye varıp, Mekkeden yanına gelen gurubun Kendisinin mülkünü bozup arazilerini ifsad etmek istediklerini ve Rablerine küfrettiklerini söylediler. Necâşi gelmeleri için onlara haber gönderdi. Geldiklerinde de, Amr b. el-Âs ve Umâre b. Ebî Muayt'ı göstererek:

“Bu arkadaşlarınızın ne dediğini işittiniz mi? Onlar sizin malımı bozmak, arazimi ifsad etmek için geldiğinizi iddia ediyorlar" dedi. Bunun üzerine Osman b. Maz'ûn ve Hamza:

“Eğer isterseniz bizden bir kişi Necâşi ile konuşsun. Ben sizin en küçüğünüzüm. Onunla ben konuşayım. Eğer doğruyu konuşursak Allah bizi muvaffak eder. Eğer yanlış konuşursam ve durum değişirse siz:

“Bu gençtir gençliğine verin" diyerek bu anlamda bir özrünüz olur" dedi. Necâşi, keşişleri, rahipleri ve tercümanlarını toplayıp:

“Yanından geldiğiniz arkadaşınız size ne diyor, ne emrediyor ve neyi yasaklıyor? Onun okuduğu kitap var mıdır?" diye sordu. Sözcü:

“Evet, bu kişi Allah'ın kendisine indirmiş olduğu vahyi ve işittiği şeyi bize okumaktadır. O iyiliği, komşularla iyi geçinmeyi, yetime bakmayı, bir tek Allah'a kulluk etmeyi ve baraberinde başka bir ilaha kulluk etmemeyi emrediyor" dedi. Sonra "Rûm, Ankebût, Ashâbu'l-Kehf ve Meryem sûrelerini okudu. Kur'ân'da İsa (aleyhisselam) zikredilince Amr b. el-Âs, Necâşi'yi kışkırtmak istedi ve:

“Vallahi! Bunlar İsa'yı kötüleyip on küfrediyorlar" dedi. Necâşi:

“Arkadaşınız İsa hakkında ne diyor?" diye sorunca, sözcü:

“O, İsa'nın (aleyhisselam), Allah'ın, kulu, Resûlü, ruhu ve Meryem'in (aleyhisselam) rahmine bırakmış olduğu kelimesidir der" dedi. Necâşi misvağından bir çöp kadar bir parça koparıp yemin ederek:

“Mesih, arkadaşınızın dediğinden şu elimdeki misvak parçası kadar bile fazla bir şey söylememiştir. Müjdelenin ve korkmayın. Bu gün İbrâhîm'in (aleyhisselam) hizbi üzerinde bir korku yoktur" dedi. Amr b. el-Âs:

“İbrâhîm'in hizbi kimlerdir" deyince, Necâşi:

“İşte bu grup, arkadaşları, yanından gelmiş oldukları kişi ve onlara uyanlardır" dedi. Yüce Allah o gün bu münakaşaları hakkında Medine'de Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Şüphesiz, insanların ibrahim'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. Allah da mü'minlerin dostudur" âyetini indirdi.

Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, Tirmizî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim'in, İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Her Peygamberin başka peygamberlerden bir dostu olur. Benim de onlardan dostum atam ve Rabbim'in dostu İbrahim'dir (aleyhisselam)" Sonra da:

“Şüphesiz, insanların İbrahim'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. Allah da mü'minlerin dostudur" âyetini okudu.

İbn Ebî Hâtim'in, Hakem b. Meynâ'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“«Ey Kureyş topluluğu! Peygambere en yakın olanlar takva sahibi olanlardır. Sizde takva sahibi olmaya bakın. İnsanlar amellerle karşıma çıkarken, sizler dünya malıyla gelmeyiniz eğer böyle yaparsanız sizden yüz çeviririm» buyurduktan sonra: «Şüphesiz, insanların İbrahim'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. Allah da mü'minlerin dostudur»" âyetini okudu.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in, Ali (b. Ebî Talha) vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Şüphesiz, insanların İbrâhîm'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar..." âyetini açıklarken:

“Bu kişiler müminlerdir" dedi.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“Şüphesiz, insanların İbrâhîm'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber ve mü'minlerdir" âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Ona uyanlar, onun milletine, sünnetine, minhâcına ve fıtratına uyanlardır. Peygamberden kasıt, Muhammed'dir. Müminler ise kendisiyle beraber olanlardır.

İbn Ebî Hâtim, Hasan'ın bu âyet hakkında şöyle dediğini bildirir: Geçmişten ve gelecekten olan her mümin kişi, İbrâhîm'in (aleyhisselam) dostudur.

Ahmed, İbn Ebî Dâvud, el-Ba's'ta, İbn Ebi'd-Dünyâ, el-Azâ'da, Hâkim, Beyhakî'nin, el-Ba'su ve'n-Nüşûr'da, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Müminlerin çocukları Cennette bir dağdadırlar. Kıyamet gününde babalarına teslim edilene kadar İbrahim'in (aleyhisselam) ye Sâre'nin kefaleti altındadırlar."

68 ﴿