128

"Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir."

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Abd b. Humeyd, Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ebû Ya'la, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Nâsih'te Nehhâs ve Delâil'de Beyhakî, Enes'ten bildiriyor: Uhud savaşında Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) Ön dişlerinden biri kırıldı, yüzü yaralandı ve kanlar yüzünde aktı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Nasıl olur da kendilerini Rablerine davet eden peygamberlerine öyle yapan bir kavim iflah olur?" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyetini indirdi.

İbn Cerîr, Katâde'den bildiriyor: Bize nakledildiğine göre bu âyet, Uhud savaşında Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) indi. Çünkü Uhud savaşında Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzü yaralanmış, ön dişlerinden bazıları kırılmış ve kaşının üzerinde de yara olmuştu." -Ebû Huzeyfe'nin azatlısı Sâlim, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzündeki kanları yıkıyordu- "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Nasıl olur da kendilerini Rablerine davet eden peygamberlerinin yüzünü kana boyayan bir kavim iflah olur?" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyetini indirdi.

İbn Cerîr, Rabî'den bildiriyor: Bu âyet, Uhud savaşında Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) inmiştir. Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzü yaralanmış ön dişlerinden bazısı kırılmıştı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara beddua etmeyi düşünüp:

“Peygamberleri kendilerini Allah'a davet ederken, kendileri onu şeytana davet ederek yüzünü kanatan bir kavim nasıl iflah olur? Peygamberleri kendilerini hidayete davet ederken, onu dalâlete davet eden kavim, Peygamberleri kendilerini Cennette davet ederken, onu Cehenneme davet eden bir kavim nasıl iflah olur?" dedi. Sonra beddua edecekti ki Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir"' âyetini indirdi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) beddua etmekten vazgeçti.

Abd b. Humeyd, Hasan(-ı Basrî)'den bildiriyor: Bize nakledildiğine göre, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabı kendisini Uhud savaşında bırakıp dağıldıklarında ön dişleri kırılmış ve yüzü yaralanmıştı. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Uhud'a çıkarken:

“Nasıl olur da kendilerini Rablerine davet eden peygamberlerinin yüzünü kana boyayan bir kavim iflah olur?" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyetini indirdi.

Abdurrezzâk, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Katâde'den bildiriyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Uhud savaşında Utbe b. Ebî Vakkâs tarafından ön dişlerine darbe almış ve yüzü yaralanmıştı. Ebû Huzeyfe'nin azatlısı Sâlim, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzündeki kanları yıkarken, o:

“Peygamberlerine öyle yapan bir kavim nasıl iflah olur?" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyetini indirdi.

Ahmed, Buhârî, Tirmizî, Nesâî, İbn Cerîr ve Beyhakî'nin, Delâil'de, İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Uhud savaşında:

“Allahım! Ebû Süfyân'a lanet et. Allahım! Hârise b. Hişâm'a lanet et. Allahım! Süheyl b. Amr'a lanet et. Allahım! Safoân b. Umeyye'ye lanet et" diye beddua etti. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir'" âyetini indirdi. Sonra da (bunlar tövbe edince) hepsinin tövbesi kabul edildi.

Tirmizî, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Ömer der ki:

Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dört kişiye beddua ederdi. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyetini indirdi. Sonra da Allah onları İslam'a hidayet etti.

Buhârî, Müslim, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Nâsih'te Nehhâs ve Sünen'de Beyhakî, Ebû Hureyre'den bildiriyor: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) birine dua veya beddua edeceği zaman namazdan sonra kunût ederek:

“Allahım! Velîd b. el-Velîd'i, Seleme b. Hişâm'ı, Ayyâş b. Ebî Rabîa'yı ve zayıf olan müminleri kurtar. Allahım! Mudar kabilesine azabını şiddetlendir. Onlara aynı Yusuf'un (aleyhisselam) kıtlık seneleri gibi kıtlık ver" diye dua ve beddua ederdi. Yine bazı sabah namazlarında:

“Allahım! Falan ve falan kişiye lanet et" diye beddua ederdi. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyetini indirdi. Başka bir lafızda ise:

“Allahım! Lihyân'a, Ri'lân'a, Zekvân'a, Allah ve Resulüne asi olanlara lanet et" şeklindedir. Bize nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyeti inince beddua etmeyi terk etti.

Abd b. Humeyd ve Nâsih'te Nehhâs, İbn Ömer'den bildiriyor: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazında ikinci rekatın rükûsundan sonra:

“Allahım! Falan ve falana lanet et" diye münafıklardan bazı kişilere beddua etti. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir'" âyetini indirdi.

İbn İshâk ve Nâsih'te Nehhâs, Sâlim b. Abdillah b. Ömer'den bildiriyor: Kureyş'ten adamın biri Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip:

“Sen esir almayı yasaklıyorsun ve Arapların esir aldığını söylüyorsun" dedikten sonra Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Sirtini dönerek Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) kıçını açtı. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona lanet edip beddua edince Yüce Allah:

“Allah'ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" âyetini indirdi. Sonra bu adam Müslüman oldu ve Müslümanlığı güzel bir şekilde yaşadı.

128 ﴿