139

"Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız, mutlaka sfz üstün geleceksiniz"

İbn Cerîr, Zührî'den bildirir: (Uhud savaşında) Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından ölenler ile yaralananların sayısı artınca Müslümanlardan her bir kişinin içine savaşın kazanılamayacağı yönünde bir karamsarlık çöktü. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstün geleceksiniz... Kederden sonra, bir takımınızı kendinden geçirecek şekilde size huzur ve emniyet indirdi; oysa bir takımınız da kendi derdlerine düşmüşlerdi. Haksız yere Allah hakkında, cahiliye devrinde olduğu gibi inanıyorlar. «Bu işte bizim bir fikrimiz var mı?» diyorlardı; De ki: «Buyruğun hepsi Allah'ındır». Sana açmadıklarını içlerinde gizliyorlar. «Bu işte bizim fikrimiz alınsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar. De ki: Evlerinizde olsaydınız, haklarında ölüm yazılı olan kimseler, yine de devrilecekleri yere varırlardı..." âyetlerini indirdi. Yüce Allah bu âyetlerle de daha önceki ümmetlere yaptığı gibi Müslümanların gönlünü alıp onları teselli etti.

İbn Cerîr, Avfî vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: Hâlid b. el-Velîd birliğiyle gelip Uhud dağına çıkmak istedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allahım! Üst tarafımıza çıkamasınlar!" diye dua edince:

“Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstün geleceksiniz" âyeti nazil oldu.'

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, İbn Cüreyc'den bildirir: Uhud savaşında Müslümanlar dağın eteklerinde hezimete uğrayınca aralarında:

Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) ne oldu? Filan kişiye ne oldu? Filan kişiye ne oldu?" diye sormaya başladılar. Bu soruşturmada bazılarının öldüğü haberi verildi. Ölenlerin arasında Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) de olduğu söylenince bir üzüntü ve sıkıntının içine girdiler. Böylesi bir durumdayken de Hâlid b. el-Velîd süvarileriyle Müslümanları üstten görecek şekilde dağa çıktı. Zira müşrik kuvvetlerinin bir tarafı dağın hemen bitişiğinde duruyordu. Aşağıda Müslümanlar Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hâlâ hayatta olduğunu gördüklerinde buna çok sevindiler. Hâlid'in dağa çıkması üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allahım! Senden gayrı dayanağımız, güç ve kuvvetimiz yok! Buradaki birkaç müslümandan başka da bu bölgede sana ibadet edecek birileri yok. Onun için bunları da yok etme!" diye dua etti. Bu esnada Müslüman okçulardan bir grup hemen dağa çıktılar ve dağda bulunan müşrik atlıları oklarla vurdular. Müşrikler dağda bu şekilde hezimete uğrayınca Müslümanlar dağa çıktılar. İşte:

“...Eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstün geleceksiniz..." âyetinden kasıt da budur.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini:

“Zaafiyet göstermeyin" şeklinde açıklamıştır.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Dahhâk: (.....) âyetini:

“Galip olanlar sizlersiniz" şeklinde açıklamıştır.

139 ﴿