163"Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızm herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir. Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? O, ne kötü varılacak yerdir! Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların yaptıklarını görmektedir." Abd b. Humeyd, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Miksam vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez...'" âyeti, Bedir savaşında kaybolan kadife bir kumaş hakkında nazil olmuştur. Bazıları: “Belki Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) almıştır" deyince: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir"' âyeti nazil oldu. İbn Merdûye, Mücâhid vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: “Münafıklar çalınan bir şey konusunda Resûlullah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) suçlayınca: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyeti nazil oldu." İbn Cerîr, A'meş'ten bildirir: İbn Mes'ûd bu âyeti: (.....) (=Hiçbir peygambere ihanet edilemez) şeklinde okurdu. Bunun üzerine İbn Abbâs şöyle demiştir: “Aksine edilir, hatta öldürülür. Bu âyet kaybolan kadife bir kumaş hakkında nazil olmuştur. Bazıları: “Bedir savaşında onu Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) almıştı " deyince: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyeti nazil oldu." Abd b. Humeyd ile İbn Cerîr, Saîd b. Cübeyr'den bildirir: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyeti, Bedir savaşında ganimet mallarından olan ve kaybolan kırmızı kadife bir kumaş parçası konusunda nazil olmuştur." Taberânî ceyyid bir senedie İbn Abbâs'tan bildirin "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir ordu gönderdi, ancak ordu ancak bir zafer elde edemeden geri döndü. Daha sonra bir ordu daha gönderdi. Dönüşte ganimet mallan içinden altından bir geyik başı kaybolunca: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyeti nazil oldu." Bezzâr ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyetini: “Bir peygamber ashabı tarafından ihanetle suçlanamaz" şeklinde açıklamıştır. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Taberânî'nin İkrime'den bildirdiğine göre İbn Abbâs şöyle demiştir. "Bedir savaşı sonrası müşriklerden elde edilen ganimetler arasında olan kırmızı renkli kadife bir kumaş kayboldu. Bazıları: “Belki onu Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) almıştır" deyince, "Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..."âyeti nazil oldu." Ravi Husayf der ki: Saîd b. Cübeyr'e: “Bu âyet, (.....) (=Hiçbir peygambere ihanet edilemez) şeklinde mi okunuyor?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi: “Hayır! İhanet etmesi düşünülemez anlamına gelecek şekilde (.....) lafzıyla okunur. Zira vallahi bazı peygamberlere ihanet edilmiş, hatta bazıları öldürülmüştür." Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti "(Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez)" lafzıyla okumuştur. Abd b. Humeyd de Ebû Abdirrahman es-Sülemî, Ebû Recâ, Mücâhid ve İkrime'den benzerini zikreder. Hâkim, İbn Abbâs'tan bildirir: “Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti: “(Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez)" lafzıyla okudu." İbn Menî', Müsned'de Ebû Abdirrahman'dan bildirir: İbn Abbâs'a: “İbn Mes'ûd bu âyeti, "(=Hiçbir peygambere ihanet edilemez) şeklinde okuyor" dediğimde şu karşılığı verdi: “Peygambere ihanet edilirdi, hatta öldürülürdü. Âyet, ihanet etmesi düşünülemez anlamına gelecek şekilde (.....) lafzıyla okunur. Zira Yüce Allah ihanet eden birini peygamber kılacak değildir." İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Burada ihanetten kasıt, ganimeti patlaştırırken Müslümanlardan bazılarına pay verip bazılarına haksızlık yapıp vermemesidir. Âyet, bu konuda onun adaletli olmasını, Yüce Allah'ın emri ve hükmü doğrultusunda paylaşımı yapmasını söylemiştir. Burada, Yüce Allah, ashabına ihanet eden birini peygamber yapacak değildir ki böyle yaparsa ashabı da bu konuda onu örnek alacaklardır, denilmiştir." İbn Ebî Şeybe ile İbn Cerîr, Seleme b. Nubayt vasıtasıyla Dahhâk'tan bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çıktığı bir savaşta bir öncü birlik gönderdi. Kendisi de yaptığı savaşta ganimet elde etti. Ganimeti Müslümanlar arasında paylaştırıp öncü birliğe bir şey ayırmadı. Öncü birlik döndüğünde: “Ganimeti paylaştırdı, ancak bize bir şey vermedi" demeye başladılar. Bunun üzerine, "Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyeti nazil oldu. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyetini açıklarken: “Ganimeti paylaştırırken bazılarına verip bazılarına vermemesidir" demiştir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez" şeklinde açıklamıştır. Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan (-ı Basrî) bu âyeti, (.....) (=Hiçbir peygambere ihanet edilemez) şeklinde okumuştur. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde ile Rabî' bu âyeti, (.....) (=Hiçbir peygambere ihanet edilemez) şeklinde okumuş ve şöyle açıklamışlardır: “Bir peygambere, çevresindeki ashabı ihanet edemez. Bize bildirilene göre bu âyet Bedir savaşında, ashâbdan bazılarının ganimet konusunda ihanet etmesi üzerine nazil olmuştur." Taberânî ve Hatîb, Târih'de Mücâhid'den bildirir: İbn Abbâs bu âyeti, hiçbir peygambere ihanet edilemez anlamına gelecek şekilde (.....) lafzıyla okuyanların bu kıraatlerini kabul etmez ve şöyle derdi: “Bir peygambere nasıl ihanet edilemez? Oysa ihanet bir yana öldürülenler de olmuştur. Yüce Allah: “...Haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı..."buyurmuştur. Halbuki münafıklar ganimet konusunda Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem) ihanetle itham edince: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez..." âyeti nazil olmuştur." Abdurrezzâk, Musannef’te, İbn Ebî Şeybe ve Hâkim, Zeyd b. Hâlid el- Cühenî'den bildirir: Huneyn savaşı sırasında Müslümanlardan biri vefat etti. Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip namazını kıldırmasını istediklerinde: “Namazını siz kılın" buyurdu. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) verdiği bu karşılık karşısında Müslümanların yüzünün rengi değişti. Bunu gören Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Arkadaşınız Yüce Allah yolunda iken hıyanette bulundu" buyurdu. Adamın eşyalarını aradığımızda da Yahudilerden elde edilen ganimetten alınmış iki dirhem değerinde boncuklar bulduk.' Hâkim, Abdullah b. Amr'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ganimet elde edildiği zaman Bilâl bir çağrı yapar herkes de elindeki ganimeti getirirdi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu ganimetlerde humusu (beştebiri) ayırdıktan sonra kalanı Müslümanlar arasında paylaştırırdı. Yine böylesi bir ganimet paylaşımından sonra adamın biri kıldan yapılmış bir yular getirdi ve: “Yâ Resûlallah! Bu da ganimet olarak ele geçirdiklerimizden biriydi" dedi. Allah Resûlü adama üç defa: “Bilâl'in çağrısını işittin mi?" diye sorunca, adam: “Evet, işittim" dedi. Allah Resûlü: “Peki çağrıyı duyduğunda neden bunu getirmedin?" diye sorunca, adam: “Yâ Resûlallah! Bundan dolayı özür dilerim" dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kıyamet gününde bu yuları huzura sen getir. Ben senden bunu kabul edip alamam" buyurdu. İbn Ebî Şeybe ve Hâkim, Sâlih b. Muhammed b. Zâide'den bildirir: Mesleme, Rum topraklarına savaşa çıktı. Savaş sonrası elde edilen ganimetlerde hıyanet eden biri getirilince durumunu Sâlim'e sordu. Sâlim şu karşılığı verdi: “Babam'ın Ömer'den naklen bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ganimet malından çalan birini görürseniz eşyalarını yakıp onu dövün» buyurmuştur." Adamın, yakmak için topladığımız eşyaları içinde bir Mushaf bulduk. Ne yapılması gerektiği Sâlim'e sorulduğunda: “Satın ve parasını sadaka olarak verin" dedi. Abdurrezzâk, Musannef’te Abdullah b. Şakîk'ten bildirir: Bizzat şahit olan birinin bana anlattığına göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Vâdi'l-Kurâ'da iken adamın biri yanına geldi ve: “Azatlın olan filan kişi şehit düştü" dedi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Aksine şimdi, Allah ve Resûlü'ne ihanet edip çaldığı aba içinde ateşe doğru sürükleniyor" karşılığını verdi. İbn Ebî Şeybe, İbn Ömer'den bildirir: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yüküyle ilgilenen Kirkire adında bir adam vardı ve öldü. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onun için: “O, Cehennemdedir" buyurdu. Gidip ona baktıklarında üzerinde ganimet mallarından çaldığı bir aba buldular. İbn Ebî Şeybe, Enes b. Mâlik'ten bildirir: Allah Resûlü'ne (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yâ Resûlallah! Azatlın olan filan kişi şehit düştü" dediklerinde: “Hayır, şehit düşmedi, zira üzerinde ganimet mallarından çaldığı bir aba gördüm" karşılığını verdi. İbn Ebî Şeybe, Ebû Hureyre'den bildirir: Rifâ'a, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir köle hediye etti. Allah Resûlü Hayber'e giderken bu köleyi de yanında götürdü. İkindi ile akşam arasında konakladıklarında kör bir ok gelip bu köleyi öldürdü. Ona: “Cennet sana kutlu olsun" dediğimizde, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Nefsim elinde olana yemin olsun ki Müslümanların ganimetinden çaldığı o hırka ateş olup üzerinde yanmaktadır" buyurdu. Ensâr'dan bir adam: “Yâ Resûlallah! Ben de o günü iki ip almış, ganimet mallarına katmamıştım" deyince, Allah Resûlü: “O iki ip kadarı senden kesilip Cehennem ateşinde yanacaktır" buyurdu. İbn Ebî Şeybe, Amr b. Sâlim'den bildirir: “Arkadaşlarımızın dediğine göre ganimet mallarından bir şey çalanın cezası, çadırı ve eşyalarının yakılmasıdır." Taberânî'nin Kesîr b. Abdillah'tan, onun babasından, onun da dedesinden bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ganimet mallarından gizlice aşırma ve çalma olmaz! Yüce Allah: “...Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir..." buyurur." Tirmizî, Muâz b. Cebel'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni Yemen'e vali olarak gönderdi. Yola çıktıktan sonra haber yollayıp geri çağırttı. Geldiğimde bana şöyle buyurdu: “Seni neden geri çağırttım biliyor musun ? Benim iznim olmadan kimseden bir şey alma, zira bu hiyanete girer. Yüce Allah da: “...Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir..." buyurur. İşte bunun için seni geri çağırttım. Şimdi görevinin başına dönebilirsin." Abdurrezzâk, Musannef’te, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Katâde'den bildirir: Bize bildirilene göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ganimet elde ettiği zaman münadisini gönderip şöyle seslenmesini emrederdi: “Dikkat edin de kimse ganimet mallarından bir iğne dahi çalmasın! Sakın kıyamet gününde birinizi dünyada iken ganimet mallarından çaldığı bir deveyi boynunda böğürerek taşırken görmeyeyim! Sakın kıyamet gününde birinizi dünyada iken ganimet mallarından çaldığı bir atı boynunda kişneyerek taşırken görmeyeyim! Sakın kıyamet gününde birinizi dünyada iken ganimet mallarından çaldığı bir koyunu boynunda meleyerek taşırken görmeyeyim!" Bu çağrıyı da birkaç defa tekrarlatırdı. Yine bize bildirilene göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ganimet malları konusunda ihanetten sakının! Zira böylesi bir şey kişi için utanç, rezillik ve ateştir" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Buhârî, Müslim, İbn Cerîr ve Beyhakî, Şuab'da Ebû Hureyre'den bildirir: Bir gün Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkıp bir konuşma yaptı. Konuşmasında ganimet malları konusunda yapılan ihanetten, böylesi bir ihanetin ne kadar tehlikeli ve büyük bir günah olduğundan bahsetti. Sonra şöyle buyurdu: “Sakın kıyamet gününde birinizi boynunda böğüren bir deveyi taşırken ve: «Yâ Resûlallah! Bana yardım et!» derken görmeyeyim! Çünkü o zaman ona: «Ben zamanında sana tebliğimi yapmıştım. Artık Allah'a karşı sana herhangi bir faydam dokunamaz» diyeceğim. Sakın kıyamet gününde birinizi boynunda kişneyen bir atı taşırken ve: «Yâ Resûlallah! Bana yardım et!» derken görmeyeyim! Çünkü o zaman ona: «Ben zamanında sana tebliğimi yapmıştım. Artık Allah'a karşı sana herhangi bir faydam dokunamaz» diyeceğim. Sakın kıyamet gününde birinizi boynunda dalgalanan giysiler taşırken ve: «Yâ Resûlallah! Bana yardım et!» derken görmeyeyim! Çünkü o zaman ona: «Ben zamanında sana tebliğimi yapmıştım. Artık Allah'a karşı sana herhangi bir faydam dokunamaz» diyeceğim. Sakın kıyamet gününde birinizi boynunda altın ile gümüşü taşırken ve: «Yâ Resûlallah! Bana yardım et!» derken görmeyeyim! Çünkü o zaman ona: «Ben zamanında sana tebliğimi yapmıştım. Artık Allah'a karşı sana herhangi bir faydam dokunamaz» diyeceğim. " Hennâd ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre adamın biri Ebû Hureyre'ye: “Yüce Allah'ın: “...Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir..." âyetini biliyorsun. Ancak biri bin dirhem veya ikibin dirhem çalar ve kıyamet gününde huzura çıkarken bunları taşıyabilir. Peki, yüz veya ikiyüz deve çalan kimse huzura çıkarken bunları nasıl taşıyacak?" diye sorunca, Ebû Hureyre şu karşılığı verdi: “Her bir dişi Uhud dağı kadar, her bir baldırı Verikân dağı kadar, her bir bacağı Beydâ dağı kadar, kalçası da Rebeze ile Medine arası kadar olan bir kişi sence bunları taşıyamaz mı?" İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Şuab'da Büreyde'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Yedi deve ağırlığında bir taş Cehenneme atıldığı zaman dibe ancak yetmiş sene sonra ulaşır. Bu şekilde kişinin ihanet ederek aldığı mal bu taşla birlikte atılır. Sonra onu alan kişinin bu malı getirmesi istenir. İşte: “...Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir..." âyeti da bunu anlatmaktadır," İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Müslim ve Ebû Dâvud'un Adiy b. Amîre el- Kindî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ey insanlar! Her kim bizim için bir görevde bulunur da bir iğneyi dahi bizden gizleyip alırsa ihanet etmiş olur" buyurmuştur. Başka bir lafızda: “...İhanet yapmış olur ve kıyamet gününde huzura aldığı şeyle birlikte çıkar" şeklinde geçer. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Abdullah b. Üneys ile Hazret-iÖmer bir gün sadaka konusunu müzakere ettiler. Ömer ona: “Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) zekat konusunda yapılan ihaneti zikredip: “Zekat malından bir deve veya bir koyun çalan kişi, kıyamet gününde huzura bu çaldığını taşıyarak çıkar" buyurduğunu işitmedin mi?" deyince, Abdullah b. Üneys: “Evet, işittim" karşılığını verdi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “...Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir..." âyetini açıklarken: “Yani ihanet ederek çaldığı malı kıyamet gününde boynunda taşıyarak gelir" demiştir. Ahmed ve İbn Ebî Dâvud, el-Mesâhif de Humeyr b. Mâlik'ten bildirir: Mushafların nüshalar halinde çıkarılması (çoğaltılma) işine girişilip eldeki mushafların toplanması emri verildiği zaman İbn Mes'ûd: “Elindeki mushafı vermeyip yanında tutmak isteyen bunu yapsın. Zira kişi bu şekilde aldığı bir şeyle kıyamet gününde huzura çıkar. Kıyamet gününde de kişinin bu şekilde getirebileceği en güzel şey mushaftır" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? O, ne kötü varılacak yerdir! Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların yaptıklarını görmektedir" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: “Allah'ın rızasını gözeterek ganimet malından bir şey çalmayan kişi bu ihaneti yaparak Allah'ın gazabına uğrayan kişiyle bir değildir. Sonrasında Yüce Allah hıyanet edip ganimet malından bir şey çalan kişinin sonunun Cehennem olduğunu ifade etmiştir. Sonrasında böylesi bir ihanete bulaşmayan kişilerin de sonunun ne olacağını zikretmiş ve bunların Allah katında faziletlere nail olacakları bildirilmiştir. En sonunda da Yüce Allah, insanlar içinde kimlerin böylesi bir hıyanete kalkıştığı kimlerin ise uzak durduğunu görüp bildiğini ifade etmiştir.'" Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Dahhâk: “Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir?"' âyetini açıklarken: “Ganimette hıyanet eden kişi ile etmeyen kişi bir midir?" demiştir. İbnu'l-Münzir ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: “Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın gazabına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir?" âyetini açıklarken: “Yüce Allah'ın emrettiği şekilde ganimetteki humusu veren kişi ile Yüce Allah'ın öfkesi ve gazabına uğrayan kişinin durumu bir midir?" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Allah'ın rızasına uyan kimse..." âyetini açıklarken: “Ganimetten humusu ödeyen kimsedir" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): “Allah'ın rızasına uyan kimse..." âyetini açıklarken: “Kişinin kendisine helal olan şeyi alması haram olan bir şeyi almasından daha hayırlıdır. Bu durum hem ganimetteki hıyanetlerde, hem de diğer tüm haksızlıklarda geçerlidir" demiştir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Avfî vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Onlar Allah katında derece derecedirler...'" âyetini açıklarken: “Amellerine göre derecelendirilirler" demiştir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Onlar Allah katında derece derecedirler..." âyetini açıklarken: “Onların Allah katında üstün dereceleri vardır, demekle aynı anlamdadır" demiştir. İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: “Onlar Allah katında derece derecedirler..." âyetini açıklarken: “Onların Allah katında üstün dereceleri vardır" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî)'ye, "Onlar Allah katında derece derecedirler..." âyetinin manası sorulunca: “Allah katında insanların iyi veya kötü amellerine göre dereceleri olacaktır" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: “Onlar Allah katında derece derecedirler..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Bunlar Cennet ahalisidir ve Cennette kat kat otururlar. Üstte oturan kişi altta oturan kişiyi görüp kendi derecesinin üstünlüğünü görür. Ancak altta olan üstte olanı görmez ve bu şekilde kimsenin kendisinden üstün olduğunu düşünmez." |
﴾ 163 ﴿