185"Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir." İbn Ebî Hâtim, Ali b. Ebî Tâlib'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edip Müslümanlar taziye için gelmeye başladıklarında, sesini duyduğumuz ancak kendisini göremediğimiz biri geldi ve: “Ey ev ahalisi! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Her nefis ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet gününde yaptıklarınızın karşılığı tamamıyla verilecektir. Yüce Allah katında her musibetin bir tesellisi, yok olup giden her bir şeyin yerine bir yenisi, geçip giden her şeyin de bir telafisi vardır. Onun için Allah'a güvenin ve ona ümit bağlayın. Zira asıl musibette olan kişi, sevaptan mahrum olan kişidir" dedi. Ravi der ki: Sesin sahibi hakkında Hazret-i Ali: “Bu kişi Hızır'dır" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Hennâd, Abd b. Humeyd, Tirmizî, İbn Hibbân, İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim'in Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cennette birinizin kamçısının kapladığı yer bile dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Dilerseniz bu konuda: «...Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir» âyetini okuyun." İbn Merdûye, Sehl b. Sa'd'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Allah yolunda bir sabah veya akşam yürüyüşü, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır" buyurdu ve: “...Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir" âyetini okudu. Abd b. Humeyd'in Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Allah yolunda bir sabah veya akşam yürüyüşü, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennette birinizin bir yayı kadarlık bir alan, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır" buyurmuştur. İbn Ebî Hâtim, Rabî'den bildirir: Cennete en son girecek kişiye, emeklerken önünü görebilecek kadar bir nur verilir ve bu şekilde emekleye ernekleye Sırat'tan geçer. "...Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir" âyeti da bunu ifade etmektedir. Ahmed'in İbn Amr'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cehennemden uzaklaştırılıp Cennete girmek isteyen kişi, Allah'a ve ahiret gününe iman etmiş bir şekilde ruhunu teslim etsin ve insanlara, kendisine yapılmasını sevdiği şeyleri yapsın." Tastî'nin Mesâil'de bildirdiğine göre Nâfi b. el-Ezrak, İbn Abbâs'a: (.....) âyetinin anlamını sorunca, İbn Abbâs: “Mutluluğa erip kurtulur, anlamındadır" demiştir. Nâfi': Araplar öylesi bir ifadeyi bilirler mi ki?" diye sorunca, İbn Abbâs şu karşılığı vermiştir: “Tabi ki bilirler! Abdullah b. Revâha'nın: "Umulur ki kurtuluşa ermiş olurum Beni fitnelerden koruyacak bir hüccet bulduğumda" dediğini işitmedin mi?" İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Abdurrahman b. Sâbit: “...Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Dünya hayatının, çobanın bir avuçluk hurmadan veya somundan veya sütle birlikte yiyeceği herhangi bir şeyden edindiği azık kadar değeri yoktur." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: “...Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Vallahi dünya hayatı yok olmaya yüz tutan eskimiş bir eşya gibidir. Siz bu eşyadan Allah'a itaati alın. Zira Allah'a dayanmayan hiçbir güç olamaz." |
﴾ 185 ﴿