21"Eğer bîr eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, öbürüne (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günaha girerek mi verdiğinizi geri alacaksınız? Hem, siz eşlerinizle birleşmiş ve onlar da sizden sağlam bir söz almış iken, onu nasıl alırsınız?" İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Kişi, şâyet karısını sevmez olur da onu boşar ve beğendiği başka bir kadınla evlenirse boşadığı kadına yüklerle mal vermiş olsa dahi mehrini vermeli, ondan bir şey almamalıdır." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Kişi bir kadını boşayıp başkasıyla evlendiği zaman ilk karısına mehir olarak ne kadar mal vermiş olursa olsun bir şey alması helal değildir." İbn Cerîr'in Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): (.....) ifadesini: “İkibin" olarak açıklamıştır. Saîd b. Mansûr ve Ebû Ya'lâ ceyyid bir senedle Mesrûk'tan bildirir: Ömer b. el-Hattâb minbere çıktı ve şöyle dedi: “İnsanlar! Kadınların mehirlerini neden öyle yükseltiyorsunuz? Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabı arasında mehir dört yüz dirhem ve daha az olurdu. Şâyet mehri yüksek tutmanın Allah katında bir değeri olsaydı onlar sizden daha fazla verirlerdi. Ancak içlerinden dört yüz dirhemden daha fazlasını veren birini tanımıyorum." Minberden indikten sonra Kureyşli bir kadın karşısına çıktı ve: “Ey müminlerin emiri! Kadınlara mehir olarak dört yüz dirhemden daha fazla verilmesini yasakladın mı?" diye sordu. Ömer: “Evet" karşılığını verdi. Kadın: “Peki, Yüce Allah'ın: “...Yüklerle mal vermiş olsanız dahi..." buyurduğunu işitmedin mi?" diye sorunca, Ömer: “Allahım! Beni bağışla! Bütün insanlar Ömer'den daha bilgili imiş" dedi. Sonra dönüp tekrar minbere çıktı ve şöyle dedi: “İnsanlar! Kadınlara mehir olarak dört yüz dirhemden daha fazla vermenizi size yasaklamıştım. Şimdi diyorum ki kişi mehir olarak malından istediği kadar verebilir." Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir, Ebû Abdirrahman es-Sülemî'den bildirir: Ömer b. el-Hattâb: “Kadınların mehirlerini yüksek tutmayın" deyince, kadının biri: “Ey Ömer! Bunu yapma hakkın yok! Zira Yüce Allah: “(=Onlara yüklerle altın vermiş olsanız dahi onlardan bir şey almanız helal değildir)" buyurur" diyerek karşı çıktı. Bunun üzerine Ömer: “Kadın Ömer'in hasmı oldu ve onu yendi" dedi. Zübeyr b. Bekkâr, Ahbâru'l-Muvaffakiyyât'da Abdullah b. Mus'ab'dan bildirir: Hazret-iÖmer: “Kadınların mehirlerini kırk ûkiyyeden fazla tutmayın. Bundan daha fazlasını veren kişinin fazla olarak verdiğini de beytülmala katarım" dedi. Kadının biri: “Böyle bir şeyi yapma hakkın yok!" diye karşı çıkınca, Ömer: “Neden?" diye sordu. Kadın: “Çünkü Yüce Allah: «...Yüklerle mal vermiş olsanız dahi...» buyurur" karşılığını verince, Ömer: “Kadın doğru, erkek ise yanlış yaptı" dedi. Saîd b. Mansûr ve Abd b. Humeyd, Bekr b. Abdillah el-Müzenî'den bildirir: Hazret-iÖmer şöyle dedi: “Mehri yüksek tutmayı yasaklamak üzere çıktım, ama Yüce Allah'ın Kitab'ında: «...Yüklerle mal vermiş olsanız dahi...» âyeti beni bundan alıkoydu." Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) ifadesini: “Günaha girerek" şeklinde açıklamıştır. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: (.....) ifadesini: “Açık bir şekilde" olarak açıklamıştır. İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildirir: “(Birleşme)" ifadesi, cinsel ilişki anlamındadır; ancak Yüce Allah bunu kinayeli bir şekilde dile getirmiştir." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Siz eşlerinizle birleşmiş..." âyetini açıklarken: “Birleşmeden kasıt, kadınlarla cinsel ilişkiye girmektir" demiştir. İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Sizden sağlam bir söz almış iken..." âyetini açıklarken: “Sağlam söz kasıt, kadını ya iyilikle tutmak ya da güzellikle salıvermektir" demiştir." Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: “...Sağlam bir söz ..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Yüce Allah'ın kadınlar konusunda erkeklerden aldığı sözdür. Bu da onları iyilikle tutmak ya da güzellikle salıvermektir. Bu söz de önceleri henüz nikahın kıyılma aşamasında erkekten: “Allah adına ya onu iyilikle yanında tutar ya da güzellikle salıverirsin" şeklinde alınırdı. İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Müleyke'den bildirir: İbn Ömer evleneceği zaman müstakbel eşine: “Allah'ın emrettiği şekilde ya iyilikle yanımda tutmak ya da güzellikle salıvermek üzere seninle evleniyorum" derdi. İbn Ebî Şeybe, Avf'tan bildirir: Enes b. Mâlik kızlarından veya akrabalarından bir kadını evlendireceği zaman, müstakbel kocasına: “Kızı, ya iyilikle yanında tutmak ya da güzellikle salıvermek üzere seninle evlendiriyorum" derdi. İbn Ebî Şeybe, Habîb b. Ebî Sâbit'ten bildirir: “İbn Abbâs birini evlendireceği zaman erkeğe, kadını ya iyilikle tutma ya da güzellikle salıverme şartını koşardı." İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Dahhâk: “...Sizden sağlam bir söz almış iken..." âyetini açıklarken: “Sözden kasıt, kadını iyilikte tutmak ya da güzellikle salıvermektir" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Yahyâ b. Ebî Kesîr'den bu yorumun benzerini zikreder. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Mücâhid: “...Sizden sağlam bir söz almış iken..." âyetini açıklarken: “Bu söz nikah akdinde söylenen: «Seninle evlendiriyorum» sözüdür" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İkrime ile Mücâhid: “...Sizden sağlam bir söz almış iken..." âyetini açıklarken: “Onları Allah'ın bir emaneti olarak ve cinsel organlarını Allah'ın ismiyle kendinize helal kılarak aldınız, anlamındadır" demişlerdir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Sizden sağlam bir söz almış iken..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Bundan kasıt, erkeğin nikah aşamasında: “Kabul edip aldım" demesidir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Sağlam bir söz ..." âyetini açıklarken: “Kadının organını erkeğe helal kılan nikah akdidir" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebû Mâlik: (.....) ifadesini: “Ağır bir söz" olarak açıklamıştır. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Bekr'e hul' yoluyla ayrılan kadının mehrinden bir şey alınıp alınmayacağı sorulunca: “Hayır, alınamaz. Zira Yüce Allah: «...Sizden sağlam bir söz almış iken...» buyurmuştur" demiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Zeyd bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: Daha sonra: “... Kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şey almanız size helâl olmaz. Ancak erkek ve kadın Allah'ın sınırlarında kalıp evlilik haklarını tam tatbik edememekten korkarlarsa bu durum müstesna..." âyeti nazil oldu ve boşanma esnasında kadından bir şeyler almaya ruhsat vererek bu âyetin hükmünü neshetti." |
﴾ 21 ﴿