64"Biz her peygamberi sırf, Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı." İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Biz her peygamberi sırf, Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Allah'ın da izni ile insanların peygamberlere itaatleri farzdır. Hiç kimse de Allah'ın izni olmadan onlara itaat edemez." İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı" âyetini açıklarken: “Burada söz konusu kişiler, Ka'b b. el- Eşref'e gidip muhakeme olan Yahudiyle müslümandır" demiştir. İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Saîd b. Cübeyr'den bildirir: İstiğfar, biri sözle, biri de amelle olmak üzere iki şekilde olur. Sözle istiğfar konusunda Yüce Allah: “...Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı" buyurur. Amel ile istiğfar konusunda ise: “Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerlerken de Allah onlara azap edecek değildir" buyurmuştur. Yüce Allah bu âyetle bağışlanmayı gerektiren amelde bulunmayı kastetmiştir. Bana bildirilene göre diğer dinlerden olan ve Müslüman olduğunu söyleyen bazı kimseler, dilleriyle bağışlanma dilemelerine rağmen Cehenneme gireceklerdir. |
﴾ 64 ﴿