90"Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir." İbn Ebî Şeybe, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye, Ebû Nuaym, Delâil'de Hasan(-ı Basrî)'den, o da Surâka b. Mâlik el-Müdlicî'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir ve Uhud savaşında müşriklere karşı zafer elde edip çevredekiler de Müslüman olunca kabilem olan Müdlic oğullarının üzerine Hâlid b. el-Velîd'i göndereceğini duydum. Bunun üzerine yanına gittim ve: “Sana verilen nimet aşkına!" dedim. Yanındakiler:" Yavaş ol!" dediler, ama Allah Resûlü: “Bırakın!" buyurdu ve: “Ne istiyorsun?" diye sordu. "Kabileme birlik göndereceğini öğrendim. Bense onlarla anlaşma yapmanı istiyorum. Şâyet senin kavmin (Kureyşliler) Müslüman olurlarsa onlar da Müslüman olur, İslam'a girerler. Müslüman olmamaları halinde de onlara sert davranma" karşılığını verdim. Bunun üzerine Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem), Hâlid'in elini tuttu ve: “Bununla birlikte git ve istediğini yap" buyurdu. Hâlid de Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) karşı düşmanlara yardım etmemeleri, Kureyşlilerin Müslüman olmaları halinde Müslüman olmaları, yanlarına gelen başkalarının da bu anlaşma üzerinden muameleye tutulacağı üzerine bir anlaşma yaptı. Sonrasında Yüce Allah: “Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka..." âyetini indirdi. Bu âyete göre de Müdlic oğullarına sığınanlar da aynı anlaşmaya tâbi oldu. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in İkrime vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Bu âyet, Hilâl b. Uveymir el-Eslemî, Surâka b. Mâlik el-Müdlicîve Huzeyme b. Âmir b. Abdimenâf oğulları hakkında nazil oldu." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî: “Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Şâyet küfürlerini açıkça ortaya koyarlarsa onları bulduğunuz yerde öldürün. Bunlardan biri anlaşmalı olduğunuz bir kavme sığındığı zaman ona zimmet ahalisinden olana yaptığınız muameleyi yapın." Ebû Dâvud, Nâsih'de, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Nehhâs ve Beyhakî, Sünerı'de İbn Abbâs'tan bildirir: “Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka..." âyetinin hükmünü: “Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün..." âyeti neshetmiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Savaşmayı içlerine sığdıramayıp size gelenler başka..." âyetini açıklarken: “Ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sindiremeyenlerdir" demiştir. İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: (.....) âyetini: “Dönüp aranıza katıldıklarında" şeklinde açıklamıştır. (.....) âyetini ise: “İçleri daraldığında" şeklinde açıklamıştır. İbnu'l-Münzir ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde bu âyeti, "İstemeyerek, içten gelmeyerek" anlamına gelecek şekilde: (.....) lafzıyla okumuştur. İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Rabî': (.....) âyetini: “Size barış teklif ederlerse" şeklinde açıklamıştır. Abdurrezzâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Nehhâs, Katâde'den bildirir:"Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka..."' âyetinin hükmünü: “Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün..." âyeti neshetmiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Hasan (-ı Basrî) ile İkrime bu âyeti açıklarken: “Tevbe Sûresi'ndeki âyet bu âyetin hükmünü neshetmiştir" demişlerdir. |
﴾ 90 ﴿