79"İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü. İşledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü" Abdurrezzâk, Ahmed, Abd b. Humeyd, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin, Şuabu'l-îmân'da, İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İsrâil oğullarının arasında (dini konulardaki) ilk eksiklik şöyleydi: Bir kişi (günah işleyen) diğer bir kişiyle karşılaşır ve ona: «Ey filan! Allah'tan kork ve yaptığın bu şeyi terk et. Çünkü bu, sana helal değildir» derdi. Bu kişi ikinci gün onunla karşılaştığı zaman aynı durumda olmasına rağmen onunla beraber yemekten, içmekten ve beraberinde oturmaktan geri kalmıyordu. Onlar böyle yapınca Yüce Allah onların (iyilerin ve kötülerin) kalplerini bir birine karıştırdı." Sonra Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Israiloğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü. Eğer Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilene (Kur'ân'a) inanıyor olsalardı, onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir'" âyetlerini okuyup: “Hayır, vallahi! Siz iyiliği emredip kötülükten nehyedeceksiniz ve zalimin elinden tutarak onu zorla hak yola getireceksiniz" buyurdu. Abd b. Humeyd, Ebu'ş-Şeyh, Taberânî ve İbn Merdûye'nin, İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “İsrâil oğulları günah işledikleri zaman âlimleri kendilerini ayıplayarak bundan nehyettiler. Sonra da bu âlimler, İsrâil oğulları bir önceki gün günah işlememiş gibi onlarla beraber oturdular ve beraber yiyip içtiler. Yüce Allah onların böyle yapması üzerine onların (iyilerin ve kötülerin) kalplerini birbirine karıştırdı ve onları bir Peygamberin diliyle lanetledi" buyurdu. Sonra da: “İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu isa diliyle lânetlendi..." âyetini okuyup bitirince: “Yaptıkları ne kötü şeydir" buyurup şöyle devam etti: “Vallahi! Siz iyiliği emredip kötülükten nehyedeceksiniz ve zalimin elinden tutarak onu zorla hak yola getireceksiniz. Ya da Allah kalplerinizi birbirine karıştırıp İsrâil oğullarını lanetlediği gibi sizi de lanetleyecektir," Abd b. Humeyd'in, Muâz b. Cebel'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Size bir mal verildiği zaman alın. Ancak verilen şey dininizden taviz vermeniz için rüşvet ise almayın. Siz malı terk etmeyeceksiniz. Fakirlik ve korku buna engel olacaktır. Merh oğulları gelecek ve İslam değirmen gibi dönecektir. Siz Kur'ân neredeyse oraya dönün. Yakın zamanda idareciler ve Kur'ân savaşıp ayrı düşeceklerdir. Öyle idarecileriniz olacak ki, kendileri için ayrı, sizin için ayrı hüküm vereceklerdir. Eğer onlara uyarsanız sizi sapıklığa düşürecek, karşı gelirseniz sizi öldüreceklerdir" buyurdu. Ashâb: “Yâ Resûlallah! Eğer öyle bir şeye ulaşırsak ne yapacağız?" diye sorunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İsa'nın (aleyhisselam) testerelerle biçilen ve direklere asılan ashâbı gibi olun. Çünkü itaat üzere ölmek, masiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır. İsrâil oğullarının ilk eksikliği şöyleydi. Onlar kişiyi ayıplarcasına iyiliği emredip kötülükten nehyederdi. Onlardan biri ayıpladığı arkadaşını gördüğü zaman sanki onu ayıplamamış gibi onunla oturur ve yine onunla beraber yiyip içerdi. Bunun üzerine Yüce Allah onları peygamberleri Davud'un (aleyhisselam) ve İsa'nın (aleyhisselam) diliyle lanetledi. "Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.'" Canım elinde olana yemin olsun ki, siz iyiliği emredip kötülükten nehyedeceksiniz. Ya da Allah size kötülerinizi musallat edecektir. Sonra hayırlı olanlarınız dua ettiklerinde onların duaları kabul edilmeyecektir. Canım elinde olana yemin olsun ki, siz iyiliği emredip kötülükten nehyedeceksiniz ve zalimin elinden tutarak onu zorla hak yola getireceksiniz. Ya da Allah kalplerinizi birbirine karıştıracaktır." İbn Râhûye, Buhârî, el-Vuhdân'da, İbnü's-Seken, İbn Mende, Bâverdî, Ma'rifetü's-Sahâbe'de, Taberânî, Ebû Nuaym ve İbn Merdûye, İbn Ebzâ'dan, o da babasından bildiriyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hutbe verip Allah'a hamdü sena ettikten sonra Müslümanlardan bazı fırkaları da zikredip onlara hayırlarla dua etti. Sonra da şöye buyurdu: “Ne oluyor ki, bazı kavimler komşularına bir şey öğretmiyor, onlara ilim vermiyor, onlara hatırlatmada bulunmuyor ve iyiliği emredip kötülükten nehyetmiyor? Yine ne oluyor ki, bazı kavimler komşularından öğrenmiyor, onlardan ilim ve ibret almıyor? Canım elinde olana yemin olsun ki, ya komşularına öğretecek, onlara ilim verecek, onlara hatırlatmada bulunacak ve iyiliği emredip kötülükten nehyedecek kavimler olacaksınız ve komşularından öğrenen, onlardan ilim ve ibret alan kavimler olacaksınız, ya da onlara dünyada iken cezalarını acele olarak vereceğim." Sonra Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) minberden inip evine girdi. Bunun üzerine Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı birbirine: “Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözleriyle kimleri kasdetti?" demeye başladılar. Bazıları: “Bu sözleriyle ancak Eş'arileri kasdetmiştir. Çünkü Eş'ariler fakih ve âlim kişilerdir. Onların su kenarlarında kaba ve cahil komşuları vardır. Eş'arilerden bir grup toplanarak Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına girdiler ve: “Müslümanlardan bazı fırkaları hayırla anarken bazılarını da şer ile andın, ne oluyor ki?" dediler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) : “Komşularınıza öğretecek, onlara ilim verecek, onlara hatırlatmada bulunacak ve onlara iyiliği emredip kötülükten nehyedeceksiniz ya da dünyada iken cezanızı acele olarak vereceğim" buyurdu. Ashâb: “Yâ Resûlallah! Bize bir yıl mühlet ver. Biz onlara öğretiriz, onlarda öğrenir" dediler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara bu mühleti verip: “israiloğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü. İşledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü!" âyetlerini okudu. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanetlendi..." âyetini açıklarken: “Zebur'da ve İncil'de lanetlenmişlerdir mânâsındadır" dedi. İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü" âyetini açıklarken: “Mûsa (aleyhisselam) zamanında Tevrat'ta, İsa (aleyhisselam) zamanında İncil'de, Davud (aleyhisselam) zamanında Zeburda, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında ise Kur'ân'da her dille lanetlenmişlerdir, mânâsındadır" dedi. Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü'" âyetini açıklarken: “Yasaklayan Yahudiler sonradan yasakladıkları kişilerle ticaret üzere ortaklık kurdular. Allah onların kalplerini birbirine karıştırmış ve Dâvud (aleyhisselam) ile İsa b. Meryem dilleriyle lanetlenmişlerdir" dedi. Ebû Ubeyd, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh, Ebû Mâlik el-Ğifârî'nin bu âyet hakkında şöyle dediğini bildirir: “İsrâil oğulları, Dâvud'un (aleyhisselam) diliyle lanetlenip maymuna dönüştürüldüler. İsa'nın (aleyhisselam) diliyle de lanetlenip domuza dönüştürüldüler." İbn Cerîr, Mücâhid'den bunun aynısını bildirir. Abd b. Humeyd ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde bu âyet hakkında: “Yüce Allah, İsrâil oğullarını, Dâvud'un (aleyhisselam) zamanında onları Dâvud'un (aleyhisselam) diliyle lanetlemiş ve onları maymuna dönüştürerek zelil kılmıştır. Yine onları İncil'de, İsa'nın (aleyhisselam) diliyle lanetleyip domuza dönüştürmüştür" dedi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Zeyd: “...Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü" âyetini açıklarken: “İsrâil oğullarının masiyeti neydi biliyor musunuz? Onlar "İşledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü" dedi. Ebu'ş-Şeyh, Ebû Amr b. Himâs'tan bildiriyor: İbnü'z-Zübeyr, Ka'b'a: “Allah kullarına öfkelendiği zaman bu belli olur mu?" diye sorunca (Ka'bu'l-ahbâr): “Evet, Allah onları zelil kılar ve onlar o zaman iyiliği emredip kötülükten nehyetmezler. Bu Kur'ân'da: “İsrailoğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu isa diliyle lânetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü'" şeklinde geçmektedir" dedi. Deylemî'nin, Müsnedü'l-Firdevs'te bildirdiğine göre Ebû Ubeyde b. el- Cerrâh, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şu sözünü nakleder: “İsrâil oğulları günün başlangıcında kırk üç peygamberi öldürmüştür. O peygamberlere uyan kişilerden yüz on iki kişi kalkıp onlara iyiliği emredip kötülükten nehyedince günün sonunda onlarında hepsini öldürdüler. Allah'ın: “Israiloğullarından inkar edenler, Davud ve Meryem oğlu Isa diliyle lânetlendi. Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü" âyetinde zikrettiği kişiler de bunlardır. " Ahmed, Tirmizî ve Beyhakî'nin, Huzeyfe b. el-Yemân'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Canım elinde olana yemin olsun ki, ya iyiliği emredip kötülükten nehyedeceksiniz ya da Allah size yakın bir zamanda ceza gönderir. Sonra da Allah'a dua edersiniz ve duanızı kabul etmez" buyurdu. İbn Mâce'nin, Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Dua edip te duanız kabul edilmez olmadan önce iyiliği emredip kötülükten nehyedin" buyurmuştur. Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'nin, Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle öfkesini belirtsin. Bu da imanın en zayıf derecesidir" buyurdu. Ahmed'in, Adiy b. Umeyra'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yüce Allah seçkin kişilerin kötülüğü yüzünden bütün toplumu azaplandırmaz. Ancak toplum, bu seçkin kişilerin kötülüğünü görür ve bu kötülüğü değiştirmeye gücü yettiği halde değiştirmezse, işte o zaman ileri gelen kişilerin kötülüğü ile bütün toplum azaplandırır" buyurdu. Hatîb'in, Ruvâtu Mâlik'te, Ebû Seleme vasıtasıyla babasından bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki, ümmetimden bazı kişiler mezarlarından maymun ve domuz suretinde çıkacaklardır. Bunlar günah işleyenlere yağcılık yapıp, güçleri yettiği halde sessiz kalarak onları bu günahlardan nehyetmeyen kişilerdir" buyurdu. Hakîm et-Tirmizî'nin, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Eğer ümmetin dünyayı tazim ederlerse üzerlerinden İslam'ın heybeti çekilir. İyiliği emredip kötülükten nehyetmeyi terk ederlerse vahyin bereketinden mahrum kalırlar. Eğer birbirlerine söverlerse Allah'ın gözünden düşerler" buyurdu. Taberânî, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yâ Resûlallah! İçinde salih kişiler bulunan bir yer helak olur mu?" diye sorulunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet, olur" buyurdu. "Yâ Resûlallah! Niye ki?" denilince de: “Yüce Allah'a karşı işlenen isyanlara engel olmayıp sessiz kalmalarındandır" buyurdu. Taberânî'nin, Ebû Mûsa el-Eş'arî'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden önce İsrâil oğulları günah işleyen birini gördükleri zaman onu ayıplayarak o günahtan nehy ederler di. ikinci gün de sanki bir gün önce onun günah işlediğini görmemiş gibi onunla oturur, yer ve içerlerdi. Allah onların öyle yaptığını görünce onların (iyilerin ve kötülerin) kalplerini birbirine karıştırdı ve onları Dâvud'un (aleyhisselam) ve İsa b. Meryem'in diliyle lanetledi. «...Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.» Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki, siz iyiliği emredip kötülükten nehyedeceksiniz ve günah işleyenin elinden tutarak onu zorla hak yola getireceksiniz. Ya da Allah kalplerinizi birbirine karıştırıp İsrâil oğullarını lanetlediği gibi sizi de lanetleyecektir. Deylemî'nin, Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle cinsel ilişkide bulunursa, onları doğudan gelecek kızıl bir esintiyle müjdele. Onların bir kısmı bu esintiyle hayvan suretine döndürülürken bir kısmı da yere batar. "...Bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü" buyurdu. |
﴾ 79 ﴿