113

"Böylece biz, her peygambere insan ve cîn şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak. Âhirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar)"

Ahmed, İbn Ebî Hatim ve Taberânî, Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Ey Ebû Zeri Cin ve insanlardan olan şeytanların şerrinden Allah'a sığın" buyurunca, Ebû Zer:

“Ey Allah'ın Resûlü! İnsanlardan da şeytanlar var mıdır?" diye sordu. Allah'ın Resulü (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Evet" cevabını verip, "Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar..." âyetini okudu.

Ahmed, İbn Merdûye ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da Ebû Zer'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

“Ey Ebû Zer! Cin ve insanlardan olan şeytanların şerrinden Allah'a sığın" buyurunca, ben:

“Ey Allah'ın Resûlü! İnsanlardan da şeytanlar var mıdır?" diye sordu. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Evet" cevabını verdi.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, "Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar..." âyetini açıklarken şöyle dedi:

“İnsanları yoldan çıkaran şeytanların olduğu gibi cinleri de yoldan çıkaran şeytanları vardır. Bunlar birbiriyle karşılaştıkları zaman, biri diğerine:

“Ben, bu adamımı şu işle saptırdım. Sen de onun bir benzeriyle adamını saptır" der. "(Bunlar) aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar..."sözü buna işaret etmektedir. Cinler ve şeytanlar aynı şeyler değildir. Şeytanlar, İblis'in çocuklarıdır ve ancak İblis öldüğü zaman ölürler. Cinler ise ölürler ve bazıları mümin, bazıları da kâfirdir."

Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd:

“Kahinler, insanlardan olan şeytanlardır" demiştir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, "(Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar..." sözünü açıklarken şöyle dedi:

“Cinlerin şeytanları insanlardan olan şeytanlara fısıldarlar. Bu konuda Yüce Allah:

“Doğrusu şeytanlar sizinle tartışmaları için dostlarına fısıldarlar, eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz müşrik olursunuz" buyurmaktadır.

Abdürrezzâk ve İbnu'l-Münzir, Katâde'nin, "Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar" âyetini açıklarken şöyle dediğini bildirir:

“İnsanlardan şeytanlar olduğu gibi cinlerden de şeytanlar vardır. Bunlar birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar."

İbnu'l-Münzir'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre âyette geçen, yaldızlı sözlerden kastedilen kötü sözdür.

İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre âyette geçen, yaldızlı sözlerden kastedilen, fitnelerinde birbirlerine uymalarını sağlamak için tatlı söz söylemeleridir.

Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, Ebû Nasr es-Siczî, el-İbâne'de ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid, bu âyet hakkında, cinlerin şeytanları, insanların şeytanlarına, yani kâfirlerine yaldızlı sözlerle batılı fısıldarlar.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî, bu âyeti açıklarken:

“Batılı süsleyip onunla insanları ve cinleri kandırırlar" dedi.

Ebu'ş-Şeyh, İbn Zeyd'in şöyle dediğini bildirir:

“Zuhruf' süslenmiş demektir. Şeytanlar, tıpkı İblis'in Hazret-i Âdem'i süslü sözlerle aldatması ve kendisine nasihat ettiğini yeminle söylemesi gibi, insanları bu süslü sözlerle aldatırlar.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre (.....) sözü, meyletmek (kanmak) mânâsındadır.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre (.....) sözü, kaymak ve meyletmek, (.....) sözü ise kazanmak elde etmek mânâsındadır.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in Süddî'den bildirdiğine göre "Âhirete inanmayanların kalpleri ona (yaldızlı söze) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri suçu işlemeye devam etsinler diye (böyle yaparlar)" âyetinden kastedilen, kâfirlerin kalplerinin yaldızlı sözlere meyletmesi, batılı sevmeleri ve işledikleri günahlara devam etmeleridir.

Tastî'nin, İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Nâfi b. el-Ezrak kendisine: (.....) sözünün mânâsını açıklar mısın?" diye sorunca, İbn Abbâs:

“Batıl ve aldatıcı sözler, mânâsındadır" karşılığını verdi. Nâfi:

“Peki, Araplar öylesi bir ifadenin ne anlama geldiğini biliyorlar mı ki?" diye sorunca da, İbn Abbâs şöyle demiştir:

“Tabi ki! Yoksa sen Süfyân b. el-Hâris'in

Onlar sizi aldatamazlar, ama

Nimetler ve kibir sizi dağıtır" dediğini işitmedin mi? Züheyr b. Ebî Selmâ da:

İnsanların onu yüceltip aldattığı kişinin yanmda

Sen de duyduklarına inanıp aldanma " demiştir.

Nâfi:

“(.....) sözünün mânâsını açıklar mısın?" diye sorunca, İbn Abbâs şu karşılığı verdi:

“Meyletmek, yönelmek" mânâsındadır. Bu konuda el- Kutâmî şöyle demiştir:

"Yol alırken duyunca bir mırıltı

Hareketsiz duran yıldızların altında

Develer hemen kulaklarım diker

Ve sürücüden gelen bu sese yönelirler. "

Nâfi: (.....) sözünün mânâsını açıklar mısın?" diye sorunca,

İbn Abbâs:

“Yaptıkları amellere devam etmeleri için" demektir. Zira kıyamet günü yaptıklarının karşılığını göreceklerdir" cevabını verdi. Nâfi:

“Peki, Araplar öylesi bir ifadenin ne anlama geldiğini biliyorlar mı ki?" diye sorunca da, İbn Abbâs şöyle demiştir:

“Tabi ki bilirler. Lebîd b. Rabîa'nın:

"Önceden yaptıklarıma yine devam edeceğim

Nefsimin yapmamı istediği şeylerden yüz çevirmişim" dediğini işitmedin mi?

113 ﴿