115

"Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı. O nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitir ve bilir"

Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde, bu âyeti açıklarken:

“Allah vaad ettiğinde sadık, hükmünde ise adildir" dedi.

İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh ve Ebû Nasr es-Siczî, el-İbâne'de Muhammed b. Ka'b el-Kurazî'nin, bu âyeti açıklarken şöyle dediğini bildirir:

“Allah'ın dünya ve âhiretle ilgili söylediği bir şeyi değiştirebilecek yoktur" Bu âyet:

“Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim" âyeti, bu âyetle aynı şeyi kasdetmektedir."

İbn Merdûye'nin Ebu'l-Yemân Âmir b. Abdillah'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'nin fethinde elinde asayla Mescidu'l- Harâm'a girdi. O zaman Kabe'de, her kavmin taptığı bir put bulunmaktaydı. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem), putların yanına gidip elindeki asayla putun göğsüne dürterek tek tek yıktı. Sahabe düşen her puta ellerindeki kazmalarla kırana kadar vuruyor ve onu Mescid'in dışına atıyordu. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ise bu sırada:

“Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitir ve bilir" âyetini okuyordu.

İbn Merdûye ve İbnu'n-Neccâr'ın, Enes b. Mâlik'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı..." âyetindeki sözden kastedilenin:

“Lâ ilâhe illallah" sözü olduğunu söyledi.

Buhârî, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve Beyhakî, el-Esmâ ve's- Sifât'ta bildiriyor: İbn Abbâs der ki: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Hasan ve Hüseyin'i:

“Her ikinizi de Allah'ın noksansız tüm kelimeleriyle her türlü şeytan, zararlı hayvanlar ve göz değmesine karşı Allah'a sığındırırım" diyerek tedavi eder ve:

“Babanız İbrâhim (aleyisselam), İsmail ve İshâk'ı aynı şekilde okuyarak efsunlardı" derdi.

İbn Ebî Şeybe, Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve Beyhakî'nin Havle binti Hakîm'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle derdi:

“Bir yerde konakladığında: «Yarattığı her şeyin, şerrinden Allah'ın noksansız tüm kelimelerine sığınırım» diyen kişiye, oradan ayrılıncaya kadar hiçbir şey zarar veremez."

Müslim, Nesâî ve Beyhakî, Ebû Hureyre'den bildiriyor: Bir adam Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip:

“Ey Allah'ın Resûlü! Dün gece beni bir akrep ısırdı" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Eğer akşam olduğunda: «Yarattıkları her şeyin şerrinden Allah'ın noksansız tüm kelimelerine sığınırım» deseydin akrep sana zarar veremezdi" buyurdu.

Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Ebi'd-Dünyâ ve Beyhakî, Hazret-i Ali'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yatağına girdiği zaman:

“Ey Allahım! Perçeminden tuttuğun şeylerin şerrinden kerem sahibi olan zâtına ve tam olan kelimelerine sığınırım. Allahım! Borcu ve günahı sen giderirsin. Allahım! (Senin) askerin yenilmez, vâdinin aksi yapılmaz ve zenginlik sahibine senden (gelecek azaba karşı) zenginliği fayda vermez. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim ve Sana hamd ederim" derdi.

İbn Ebî Şeybe ve Beyhakî'nin, Muhammed b. Yahya b. Habbân'dan bildirdiğine göre Velîd b. el-Velîd, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) uykuda kabus görmekten şikâyet edince Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) ona şöyle buyurdu:

"Yatağına girdiğin zaman: «Gazabından, cezasından, kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve bana musallat olmalarından Allah'ın tam olan kelimelerine sığınırım» de. Eğer böyle yaparsan sana hiçbir şey zarar vermez, hatta sana yaklaşmaz. "

İbn Ebî Şeybe ve Beyhakî, Ebu't-Teyyâh'tan bildirir: Bir adam, Abdurrahman b. Hanbeş'e:

Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), şeytanlar kendisine kötülük yapmak istediği zaman ne yaptı?" diye sorunca, Abdurrahman şöyle cevap verdi:

“Şeytanlar, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) zarar vermek için dağlardan ve vadilerden akın ettiler. İçlerinde, Resûlullah(sallallahü aleyhi ve sellem) yakmak için elinde bir ateş parçası olan bir şeytan da vardı. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları görüp korkunca Cibril geldi ve:

“Ey Muhammed! Söyle!" dedi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Ne söyleyeyim?" diye sorunca, Cibrîl şöyle cevap verdi:

“Yaratıklarının şerrinden, yoktan var edip icad ettiklerinin şerrinden, gökten inip göğe yükselen (her) şeyin şerrinden, yeryüzünde çoğaltıp yaydığı ve yeryüzünden çıkan (her) şeyin şerrinden, gece ve gündüzün şerrinden, (kapımızı) hayırla çalanın dışında kalan herkesin şerrinden, iyi veya kötünün aşamayacağı Allah'ın noksansız kelimelerine sığınırım, ey Rahman!" de!" Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözleri söyleyince şeytanların ateşleri söndü ve Allah onları hezimete uğrattı.

Nesâîve Beyhakî, İbn Mes'ûd'dan bildiriyor: Cinlerin Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) geldikleri gece, İfrît elinde bir ateşle gelmişti. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'ân okudukça cinler daha fazla yaklaşıyordu. Bunun üzerine Cibrîl, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dedi:

“Onu yüzüstü yere devirecek ve ateşini söndürecek kelimeleri öğreteyim mi? Şöyle de:

“Gökten inip göğe yükselen (her) şeyin şerrinden, yeryüzünde çoğaltıp yaydığı ve yeryüzünden çıkan (her) şeyin şerrinden, gece ve gündüzün şerrinden, gece gelen musibetlerden, (kapımızı) hayırla çalanın dışında kalan herkesin şerrinden, iyi veya kötünün aşamayacağı Allah'ın Kerim olan rızasına ve noksansız kelimelerine sığınırım, ey Rahman!" Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözleri söyleyince İfrit yüzüstü yere kapandı ve ateşi söndü.

İbn Ebî Şeybe'nin Mekhûl'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye girdiği zaman Cinler onu karşılayıp üzerine ateş kıvılcımları atmaya başladılar. Cibrîl:

“Allah'a sığın ey Muhammed!" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu kelimelerle Allah'a sığındı:

“Gökten inip göğe yükselen (her) şeyin şerrinden, yeryüzünde çoğalıp yayılan ve yeryüzünden çıkan (her) şeyin şerrinden, gece ve gündüzün şerrinden, (kapımızı) hayırla çalanın dışında kalan herkesin şerrinden, iyi veya kötünün aşamayacağı Allah'ın noksansız kelimelerine sığınırım, ey Rahman!" Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözleri söyleyince cinler oradan ayrıldılar.

115 ﴿